Kendimi tüm olasılıklara hazırlıyorum, anlıyor musun? | Open Subtitles | إلا أنّني سأجعل من نفسي منفتحة لكلّ الإحتمالات, تعلمين. |
Bu araştırmanın gayesi için bütün olasılıklara açığım. | Open Subtitles | أنا فقط أنظر إلى كل الإحتمالات لأجل هذا التحقيق |
Bilmeceye dair parametreleri ararken Papayla ilgili olasılıklara kafa yoramayacağım valla. | Open Subtitles | في الواقِع، أنا لن أتعامَل مع الإحتمالات البابوية بينما نتمعَّن المُحيط بَحثاً عن أحاجي. |
olasılıklara gebe bir durum, ve tek düşünebildiğin şey "uyumak". | Open Subtitles | حالة حامل مع الاحتمالات وكل تفكيرك أن يذهب الجميع الى النوم. |
Ama birisinin bütün olasılıklara hazırlıklı olması gerekir. | Open Subtitles | و لكن يجب على المرء أن يعد نفسه لجميع الاحتمالات |
Açıkçası insanlardaki gerçek evrimi taklit etmek istemedik, çünkü evrim sürecindeki farklı olasılıklara bakmak çok daha ilginç. | TED | فالواقع لم نرغب في إعادة التطور مع الانسان، لأنه أكثر إثارة أن ننظر في إمكانيات بديلة في التطور. |
- bütün olasılıklara bakacaktır. - Bekle, bekle, ne, ne? | Open Subtitles | ـ سينظروا لكل الإحتمالات ـ إنتظرى ، ماذا ؟ |
Tüm olasılıklara baktım ama orijinal teorime sadık kalmama imkân yok. | Open Subtitles | بالنظر لكل الإحتمالات لا يوجد طريقة تفسّر نظريّتي السابقة |
Bu sadece olasılıklara göre hareket etmek. | Open Subtitles | ويضرب دائرة talkshow للترويج له. الذي فقط يلعب الإحتمالات. |
Yani şimdi ben 23 aydır uzayda kayıp oldum bütün olasılıklara karşın yine de kurtarılıp buraya getirildim sırf bütün bunlar senin için miydi? | Open Subtitles | ،إذن انا مفقودة لمدة 23 شهر في الفضاء وتم إنقاذي ضد كل الإحتمالات ...وتم إحضاري هنا |
Yani şimdi ben 23 aydır uzayda kayıp oldum bütün olasılıklara karşın yine de kurtarılıp buraya getirildim sırf bütün bunlar senin için miydi? | Open Subtitles | ،إذن انا مفقودة لمدة 23 شهر في الفضاء وتم إنقاذي ضد كل الإحتمالات ...وتم إحضاري هنا |
Kendini olasılıklara açıyorsun. | Open Subtitles | أنت منفتح الذهن لتقبل الإحتمالات |
Eh, olasılıklara ilk önce bakalım - ve bunu tahmin etmek çok çok zordur - ama son yıllarda bu konuda sadece dört çalışma yapılmıştır. şaşırtıcıdır. | TED | حسناً، دعونا نلقي نظرة على الإحتمالات -- ومن الصعب للغاية قياس هذا الأمر لكن هناك فقط أربعُ دراسات قد تمّ إجراؤها في السنوات الأخيرة بخصوص هذا الأمر الأمر الذي يبعث على الدهشة |
Yine olasılıklara meydan okuyorsun. | Open Subtitles | مرة أخرى تتحدى الإحتمالات |
Bu olasılıklara bayılıyorum. | Open Subtitles | وأنا أعشق هذه الإحتمالات. |
Eğer aklımızı olasılıklara kapatırsak hiçbir ilerleme kaydedemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | ...إن أغلقنا عقولنا أمام الاحتمالات عندها فلن نحرز أي تقدم |
olasılıklara bel bağlasaydım, avukat olurdum. | Open Subtitles | حسناً لو قمتُ بلعب لعبة الاحتمالات لأصبحتُ من المهمين |
En... En çılgınca olasılıklara bile açık olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج منك أن تبقى عقلك مفتوحاً لأكثر الاحتمالات جنوناً |
İyi bir ev sahibi tüm olasılıklara karşı hazırlıklı olur. | Open Subtitles | المضيف الجيد يجب أن يكون مستعداً لكل الاحتمالات |
Belki olasılıklara açık olmalıyım artık. | Open Subtitles | ربما أنا بحاجة إلى أن تكون الاحتمالات مفتوحة. |
Aşağı yukarı bir amaç ortaya koymanın belge yayımlamak kadar kolay olduğu bir dünyada harika olasılıklara sahibiz. | TED | في عالم حيث إنشاء شيء هو بسهولة طباعة وثائق، لدينا إمكانيات جديدة مدهشة. |