"olduğu için şanslısın" - Traduction Turc en Arabe

    • محظوظ لأن لديك
        
    • محظوظ انت معك
        
    • محظوظ لوجود
        
    • محظوظة لأن لديك
        
    • محظوظة لأنك
        
    • لحسن حظك أن
        
    • أنت محظوظ بأن
        
    • أنت محظوظ لأن
        
    • أنت محظوظة لأن
        
    • أنتِ محظوظة أن
        
    Clementine olduğu için şanslısın, adamım. Open Subtitles أنت محظوظ لأن لديك كلمنتين يا صاح
    Clementine olduğu için şanslısın, Joel. Open Subtitles أنت محظوظ لأن لديك كلمنتين يا صاح
    Clementine olduğu için şanslısın, Joel. Open Subtitles انت محظوظ انت معك كلامينتاين, جول
    Parmaklıklar olduğu için şanslısın. Kiminle uğraştığını bilmiyorsun... Open Subtitles أنت محظوظ لوجود هذه القظبان هنا، أنت لا تعلم مع من تمزح--
    Sana bu kadar değer veren bir erkek arkadaşın olduğu için şanslısın. Open Subtitles أنتي محظوظة لأن لديك حبيب يهتم كثيراً لأمرك
    Bir tutkun olduğu için şanslısın. Open Subtitles لكن الكيمياء كذلك حسناً مبهجة ليست الكلمة الصحيحة أنت محظوظة لأنك تملكين عاطفة
    İyi bir kalbi olduğu için şanslısın. Open Subtitles لحسن حظك أن رفاقي لديهم قلب طيّب
    Yeni gelenlerin silah taşıması yasak olduğu için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ بأن المجندين الجدد ليس مرخص لهم بحمل السلاح.
    Bu senin ilk sabıkan olduğu için şanslısın, Peter. Open Subtitles أنت محظوظ لأن هذه مخالفتك الأولى
    Hükümetinin Interpol'ün işe karışmasına engel olduğu için şanslısın. Open Subtitles ..أنت محظوظة لأن حكومتك تدخلت وأن الانتربول أتى من الأساس
    Ağaç silahsız olduğu için şanslısın. Open Subtitles أنتِ محظوظة أن الشجرة كانت بدون سلاح! كان من الممكن أن يصيبكِ الأذى!
    İyi bir baban olduğu için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ لأن لديك أب رائع
    Bir kız kardeşin olduğu için şanslısın. Open Subtitles انت محظوظ لأن لديك اخت.
    İyi bir dostun olduğu için şanslısın. Open Subtitles أنتَ محظوظ لأن لديك صديق جيد.
    Clementine olduğu için şanslısın adamım. Open Subtitles انت محظوظ انت معك كلامينتاين
    Hayatında böyle birisi olduğu için şanslısın. Open Subtitles انك محظوظ لوجود شخصٍ ما مثلها في حياتك
    Özel bir ailen olduğu için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظة لأن لديك عائلة حقيقية
    Böyle bir ailen olduğu için şanslısın. Open Subtitles انت محظوظة لأنك تملكين عائلة كتلك
    Star City'nin kardeş şehri Rusya'da olduğu için şanslısın. Open Subtitles لحسن حظك أن المدينة شقيقة مدينة ستار في (روسيا).
    Dwight, şu anda düşünecek başka şeylerim olduğu için şanslısın. Open Subtitles أتعلم , دوايت أنت محظوظ بأن لدي اهتمامات اخرى في الوقت الحالي
    Coulson affedici biri olduğu için şanslısın. Open Subtitles أنتِ محظوظة أن (كولسون) من النوع المسامح.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus