Tabi ya. Sadece bir tane olabilir. Ben hayatta olduğum müddetçe, başka biri yok. | Open Subtitles | هذا صحيح, لابد أن يوجد واحد فقط طالما أنا حية, لا يوجد آخر |
Hayatta olduğum müddetçe beni aramaktan vazgeçmeyeceklerini biliyordum. | Open Subtitles | عرفت إنهم لن يتوقفوا فى البحث عنى طالما أنا حى |
Sakın bana neyin yapılamayacağını söyleme! Kral olduğum müddetçe Camelot, bir büyücüye yenik düşmeyecek. | Open Subtitles | "لا تخبرني بما لا أقدر عليه، "كاميلوت لن تسقط بسبب ساحر طالما أنا ملك |
Bu yüzden, burada olduğum müddetçe size tek bir söz verebilirim. | Open Subtitles | لذا , طالما أنني هنا بإمكاني أن أعدكم بشيء واحد |
Burada böyle zayıf ve savunmasız olduğum müddetçe şunu da söyleyebilirim ki kendimi şu an sana sırılsıklam aşık hissediyorum. | Open Subtitles | طالما أنني أصارح هنا و بموقف الضعيفة ربما أيضاً أخبرك أشعر أنني واقعة في غرامك الآن |
Seninle olduğum müddetçe, hiç kimse sana zarar veremeyecek. | Open Subtitles | طالما أنا معك, لن يؤذيك أحد. |
Emori'yle orada olduğum müddetçe kimse o kapıyı açamaz. | Open Subtitles | لا أحد سيفتح تلك الفتحة طالما أنا هنا مع (إيموري) |
Avcı olduğum müddetçe, Angel başka kimseyi öldürmeyecek. | Open Subtitles | طالما أنا هنا (إنجل) لن يقتل أي شخص أخر |