Sana bunu sormak zorunda olduğuma inanamıyorum, ama ondan hoşlandın mı? | Open Subtitles | حسناً,أنا لا أستطيع أن أصدق أنني يجب أن أسألك عن هذا |
- Bu kadar aptal olduğuma inanamıyorum. - Benim için önemlisin! | Open Subtitles | لا أصدق أنني كنت بهذا الغباء - ..أنا أهتم لأمرك - |
Biliyorsun evde olduğuma inanamıyorum ve bu kadar şanslı oluşuma da. | Open Subtitles | لا أصدق أني في المنزل وأني محظوظ لهذا الحد كلما أردت أن أخبرك بهذا |
Bir evliliğin daha yıkılmasına dâhil olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق بأني متورطة بإنفصال زوجين أخرين ماذا ؟ |
Amritsar gibi bir yerde Darcy ile birlikte olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا زلت لا أصدق أنني جالس مع دارسي في أمريتسار دونا عن كل الأماكن الأخرى |
Bu kadar saçma sapan şeyi yanıma almakta diretmiş olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنني كنت مُصرّه على أن يحضر معنا لهذه الأشياء السخيفة |
Burda olduğuma inanamıyorum. Bütün sihrin kaynağı. | Open Subtitles | لا أصدق أنني هنا ، بالمكان حيث يُخلق الإبداع |
Liz ile burada olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | آه ، لا أستطيع أن أصدق أنني في هذه الفوضى مع ليز |
Amk ufak pipilisi senin sadece hedefin olduğuma inanamıyorum | Open Subtitles | أيها اللعين الصغير. لا أكاد أصدق أنني كنت هدفك اللعين |
Bu kadar klişe dilekleri olan bir kıza âşık olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنني مغرم بفتاة ذات أمنيات مبتذلة |
Kocaman korkutucu bir polis ile evli olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدق أني متزوجة من ضابط شرطة ضخم ومخيف |
İrlandalı bir cine aşık olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، لا أصدق أني واقعة بحب عفريت أيرلندي صغير. |
Bazı sabahlar uyundığımda, hala burada olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | في بعض الأيام أستيقض وأنا لا أصدق أني لازلت هنا |
- 41 yaşında olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق بأني في الحادية والاربعين |
Böylesi bir korkak olduğuma inanamıyorum, ...sessiz kaldım çünkü korkuyordum. | Open Subtitles | لا أصدق أننى كنت جبانه بقيت صامته لأننى كنت خائفه |
Aman Tanrım, bunu tekrar yapmak zorunda olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | يا إلهي.. لا أصدق أنه يجب علي أن أفعل ذلك ثانية |
Seni görmek gerçekten çok güzel. Burada olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | بديع جدًّا أن أراك لا أصدق أنّي واقف هنا الآن |
Bu sabah uyanıp, babamın paltosunu bana ödünç verip vermeyeceğini merak ederken, şu anda saatler gece yarısını henüz geçmiş ve ben çoktan bir tren soygunu yapmış bir şekilde, sallanan bir sandalyede oturmuş ve Jesse James'in ta kendisiyle çene çalıyor olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّني استيقظتُ هذا الصباح متسائلاً ان كان والدي سيُقرضُني معطفه وها نحن ذا وقد مضي للتوّ منتصف الليل |
"Kek Savaşları"nın deneme çekiminde olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أني أقدم تجربة أداء لأكون على برنامج حرب الكب كيك. |
Sonunda büyükanne olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أصدّق أنّي سأملكُ حفيداً أخيراً. |
Tanrım, bu kadar aptal olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع ان اصدق انى كنت غبية جدا |
Tanrım, savunma avukatına çıkma teklif etmek üzere olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | يا اللهي انا لا اصدق اني سوف اسأل محاميه لتواعدني |
Bunu söyleyenin ben olduğuma inanamıyorum, ama o bizim tarafımızda. | Open Subtitles | لا يُمكنني تصديق أنني من أقول ذلك الكلام لكنها تتواجد في صفنا |
Yazlık evimde olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق أنني أقف في منزل الترفيه الخاص بي الآن |
Hala burada olduğuma inanamıyorum. Sürekli rüyadan uyanmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ما زال لا يمكنني أن أصدق بأنني هنا. |
Hayalet Avcıları'nı çektikleri restoranda olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنا في مطعم غوستبوسترس |