Yanında olduğumu söylemek için buradayım. | Open Subtitles | لكني هنا لأخبرك أني هنا من أجلك. |
Üzgün olduğumu söylemek için bugün buradayım, | Open Subtitles | وأنا هنا اليوم لأخبرك أني أسف, |
Ne kadar büyük bir hayranın olduğumu söylemek için geldim. | Open Subtitles | لقد جئت فقط لأخبرك أني من أشد معجبيك |
Evlatlık olduğumu söylemek için tam vakti gibi. | Open Subtitles | هذا يبدو وقتًا مناسبًا لأخبرك أنني متبناة. |
iyi olduğumu söylemek için aradım. | Open Subtitles | مرحبا ، اتصلت فقط لأخبرك أنني بخير |
Dersinizi bırakmak zorunda olduğumu söylemek için geldim. | Open Subtitles | لقد مررت عليك لأخبرك بأنني تركت تلك المحاضرة |
Ben-- Ben yolda olduğumu... söylemek için seni aramıştım. | Open Subtitles | حسناً, أنا.. حاولت الاتصال بك لأخبرك بأنني كنت في طريقي |
Merhaba. Biraz gecikeceğimi ama yolda olduğumu söylemek için aradım. | Open Subtitles | مرحباً , أردت القول أنني سأتأخر قليلاً لكنني على الطريق |
Merhaba. Biraz gecikeceğimi ama yolda olduğumu söylemek için aradım. | Open Subtitles | مرحباً , أردت القول أنني سأتأخر قليلاً لكنني على الطريق |
Sana hatalı olduğumu söylemek için geldim. | Open Subtitles | أتيت لأخبرك أني أخطأت |
Sanırım bu sana benim çift taraflı ajan olduğumu söylemek için en uygun an. | Open Subtitles | أعتقد بأنه الوقت المناسب لأخبرك بأنني كنت عميلاً مزدوجاً كل هذا الوقت |