Sadece senin iyi olduğundan emin olmak için gidiyorum. | Open Subtitles | أنا اريد فقط الذهاب معك للتأكد من أنك ستكونين على ما يرام |
Hala orada olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | للتأكد من أنك... لا يزال هناك، |
Oradaki musluğunda iyice kapalı olduğundan emin olmak için tekrar kalkıp mutfağa gitmiş. | Open Subtitles | بعدها نهضت و توجّهت للمطبخ لتتأكد من إغلاق الصنابر جيّدا |
Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | فقط للتأكد من أن كل شيء على ما يرام |
İyi olduğundan emin olmak için uyanmanı bekliyordum. | Open Subtitles | انا كنت انتظرك ان تستيقظ ؟ لكي اتأكد انك بخير |
Patojeni tek bir kişi üzerine gönder, virüsün etkilediği tek kişi olduğundan emin olmak için ona virüsü hava yoluyla bulaştır. | Open Subtitles | إستهداف شخص واحد بالمرض إطلاقه في الخارج للتأكد من أنه الوحيد الذي سيكون متأثراً بالمرض |
Sadece, Lorraine'in aptal arkadaşları kapı dışarı edildiğinde, güvende olduğundan emin olmak için geldim. | Open Subtitles | لقد اتيت لهنا فقط للتأكد بأنك بخير عندما نطرد أصدقاء لورين الحمقى من العمل |
Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için aradım. | Open Subtitles | أنا فقط أتصل لأتأكد أن كل شيء على مايرام |
İyi olduğundan emin olmak için onu acil servise götürdüm. | Open Subtitles | لذا اخذتها الى الطوارئ. لأتأكد ان كل شيء بخير. |
Ekipmanın düzgün olduğundan emin olmak için salin damlası ile başlayacağım. | Open Subtitles | سأبدأ بالتنقيط المالح لأتأكد من أن نظامك الوريدي يعمل بشكل مٌلائم |
Gerçek olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | للتأكد من أنك حقيقي. |
Darren'ın iyi olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | أنت تعرف لتتأكد من أن دارين بخير |
Her şeyin mükemmel olduğundan emin olmak için, anlıyor musun? | Open Subtitles | فقط للتأكد من أن كل الأمور كما يرام |
Bunu sadece tedavinin başarılı olduğundan emin olmak için yapıyorum. | Open Subtitles | أفعل ذلك لكي اتأكد من صلاحية العلاج فقط. |
Temiz olduğundan emin olmak için düzenli olarak testten geçirilecek. | Open Subtitles | وسيتم إختباره و بإنتظام , للتأكد من أنه نظيف . |
Sadece, Lorraine'in aptal arkadaşları kapı dışarı edildiğinde, güvende olduğundan emin olmak için geldim. | Open Subtitles | لقد اتيت لهنا فقط للتأكد بأنك بخير |
Ben Brickhouse'a gideceğim Bayan Lovely'nin haklı olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | سأذهب إلى مدرسة بريكهاوس لأتأكد أن الآنسة لوفلي بخير |
Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için uğradım. | Open Subtitles | لقد اتيت لأتأكد ان كل شيء على ما يرام |
Ama amniyotik sıvıyı çekmek istiyorum, herşeyin muntazam olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | كمية صغيرة من السائل الأمينى لأتأكد من أن كل شيء مرتب |