Ancak toplantının sonunda arkadaş olduğum bir çocuğun Yahudi olduğunu öğrendim. | TED | في أحد الأيام، في نهاية المجلس، اكتشفت أن أحد الأطفال الذين صادقتهم كان يهوديا. |
Ve sonra, bunun kalıtsal olduğunu öğrendim, ve bir gün gelip de onun gibi olacağımdan öyle korkmuştum ki. | Open Subtitles | ثم إكتشفت أن هذا المرض وراثي وكنت خائفة جدا من إحتمال أن أكون مثلها يوما ما |
Bir hafta benimle kaldıktan sonra erkek arkadaşını dövdüğü için polisin bu adamın peşinde olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | بعد أسبوع من المكوث معي، أكتشفت أن الشرطة تبحث عنه، لأنه ضرب صديقه. |
Haber sunucuların ve göğüslerin TV'de gözüktüğünden daha küçük olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لطالما وجدت أن المذيعين الجدد والثُّدي أصغر دائما ممّا يظهرون عليه في التلفاز |
Ama bu ilginç çünkü bu toplantının amacının beni kovmak olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | وذلك أمر مثير للإهتمام، لأني سمعت أن مغزى هذا الإجتماع هو طردي |
Az önce, Şerif Risley'in zaten Kinkaid'in çiftliğinde olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت للتو أن المأمور موجود بالفعل عند كينكيد |
Birkaç araştırma sonunda hava kirliliğinin aslında Dünya'nın en büyük sağlık tehlikelerinden birisi olduğunu öğrendim. | TED | أجريت بعض الأبحاث الأساسية وسرعان ما تعلمت أن تلوث الهواء هو التهديد البيئي الصحي الأكبر في العالم. |
Birkaç ay önce ikiz bir kız kardeşim olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | من عدة شهور مضت اكتشفت ان لدي اخت توأم . |
Largo'nun teknesinin güney Fransa yolunda olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | إكتشفتُ بأنّ مركبِ لارجو في الطريق لجنوب فرنسا. |
Geçmişin kendini rahatlatmanın bir yolu olduğunu öğrendim. Zamana bırak. | Open Subtitles | تعلّمت أنّ للماضي طريقته في كشف نفسه، امنحي الأمر وقتاً |
Sally hayat gelişler ve gidişlerle doludur derdi ama kanatlarını çırpmak için pek çok yolun olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لقد قالت سالى ان الحياة مجموعة من الوصول و الرحيل و لكننى تعلمت انه هناك اكثر من تريقة |
11 Eylül 2001 sabahı oğlumun dünya ticaret merkezinde olduğunu öğrendim | TED | لقد عرفت ان ابني كان في مركز التجارة العالمي في صباح الحادي عشر من سبتمبر 2001 |
Neredeyse aynı zamanda, çok çok yakın olduğum babamın bir eşcinsel olduğunu öğrendim. | TED | وفي ذات الوقت تقريباً، اكتشفت أن أبي المقرب مني جداً كان مثلياً. |
"12. yaş günümde, babamın mesleğinin insanları öldürmek olduğunu öğrendim." | Open Subtitles | في اليوم الذي تلى عيد ميلادي الـ 12 اكتشفت أن أبي كان يقتل الناس كمهنة كان عضواً في المافيا |
Soruşturmama devam ederken Kira'nın birini öldürebilmek için iki şeye ihtiyacı olduğunu öğrendim. Bu konuda çok fazla söylentinin dolaştığını biliyorum; fakat gerçeği ben buldum. | Open Subtitles | لقد اكتشفت أن كيرا يحتاج لمعلومتين ليقتل شخص ما |
18'inde olduğunu iddaa ederken 40'lı yaşlarda olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | إكتشفت أن عمره 40 سنة بينما كان يدعي أن عمره 18 سنة |
Ayrıca SD-6'nın suni tatlandırıcılardaki bir madde olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | أكتشفت أن ال اس دى-6عبارة عن مكون فى مواد التحلية الصناعية. |
Öyle ama annemin ajan olduğunu öğrendim ve Chuck bir şey söyledi. | Open Subtitles | أنا أعلم ، ولكن أنا وجدت أن أمي جاسوسه 208 00: 08: 18،100 |
Örneğin: kırmızı şarabın kalp sağlığı için çok faydalı olduğunu öğrendim -- antioksidantlar ve mineraller açısından. | TED | على سبيل المثال: سمعت أن النبيذ الأحمر جيد للصحة-- مضاد الأكسدة والمعادن-- صحة للقلب. |
Bir doktor, bilim adamı olarak doğru soruyu yöneltmenin çözümün yarısı olduğunu öğrendim. | TED | كفيزيائي وكعالم، تعلمت أن طرح الأسئلة الصحيحة هو نصف الإجابة. |
Demin oğlumun bir kral olduğunu öğrendim! | Open Subtitles | مرحى جميعاً لقد اكتشفت للتو أن ابنى ملك محبوب |
Yıllar sonra onun romlu panç ve manda çişi karışımı olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | منذ سنين قليلة فقط عرفت أنها تصنع من مزيج به |
Büyüdükçe, insanlardan yardım kabul etmenin utanç değil onur olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | فأثناء كِبري تعلمتُ أنّ قَبول المساعدة من الناس ليسَ عيباً بل شرفاً. |