Arrow görmüş sizi. Kim olduğunu bildiğini biliyor. | Open Subtitles | السهم رآك معه، وإنّه يعلم أنّك تعرف هويّته. |
Eğer kardeşimin benden daha iyi olduğunu bildiğini düşünüyorsan, yanılıyorsun. | Open Subtitles | إن كنت تظن أنك تعرف أختي أكثر مني، أنت مخطئ. |
Her konuda en iyisinin ne olduğunu bildiğini sanıyor ama öyle değil. | Open Subtitles | تظن أنها تعرف الأفضل في كل شيء ولكنها لا تعرف ذلك حقاً |
Ama buradan, oğlum ve benim için en iyisinin ne olduğunu bildiğini sanan haddini bilmez biri gibi duruyorsun. | Open Subtitles | هو أنك رجل متعجرف ووقح بشكل لا يصدّق يعتقد أنه يعرف ما هو أفضل لي ولابني |
Bugün hasta abisi için neyin iyi olduğunu bildiğini sanan biri vardı. | Open Subtitles | ) عالجت مريضاً اليوم كان غاضباً من شقيقه لأنّه افترض أنّه يعرف مصلحته |
Ayrıca neler olduğunu bildiğini de biliyorum. | Open Subtitles | واعلم ايضا بأنك تعرف بما يجري لذا فنحن قادمون اليك الان |
Lütfen bana kim olduğunu bildiğini söyle. | Open Subtitles | مرحبًا، رجاءً أخبرني أنّك تعرف هويّتك. |
Bunun nasıl bir his olduğunu bildiğini biliyorum | Open Subtitles | و أنا أعرف أنّك تعرف ماهية هذا الشعور |
Bunun kim olduğunu bildiğini varsayıyorum? | Open Subtitles | أفترض أنّك تعرف مَن يكون؟ |
Clay Bertrand'ın kim olduğunu bildiğini biliyorum. Yemeyi bırak da dinle. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك تعرف من هو كلاي برتراند توقف عن أكل لحم القبقب واستمع |
Benim bir ilişkim olduğunu bildiğini biliyorum, ama benim hayatım hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | أعرف أنك تعرف بشأن العلاقة لكنك لا تعرف شيئاً عن حياتي |
Ana Maria, Sacci'yi öldüren katilin oldukça esmer bir kadın olduğunu bildiğini söyledi. | Open Subtitles | آنا ماريا قالت للسمراء الجميلة القاتلة أنها تعرف أنها قتلت ساتشي |
Bana 'ace'in ne olduğunu bildiğini söyleyince onunla çok iyi anlaşacağımızı anlamıştım. | Open Subtitles | عندما أخبرتني أنها تعرف ما يعلى عليها, عرفت أن حارس. قهقهة] [حشد |
Minibüsteyken nerede olduğunu bildiğini söyledi. | Open Subtitles | في السيارة قال أنه يعرف أين هو |
Sanırım Jack büyük ve tehlikeli bir işe bulaştı. Ne olduğunu bildiğini bile sanmıyorum. | Open Subtitles | أظنّ أنّ (جاك) مشارك في شيء كبير وخطير لا أظنّ أنّه يعرف حتّى ما هو |
İkna kabiliyetinin oldukça iyi olduğunu bildiğini görüyorum. | Open Subtitles | أرى بأنك تعرف لغة الراحة كثيرا. |
Bu kamyonları soyan odur demiyorum... ama kim olduğunu bildiğini garanti ederim. | Open Subtitles | لا أقول انه يسرق الشاحنات لكنى متأكد من انه يعرف من يسرقها ولكنى احتاج إلى بعض الوقت |
Neyin içinde olduğunu bildiğini düşünüyorsun Çünkü ben bununla başederken beni gördün | Open Subtitles | أتظنين أنكِ تعرفين ما سيأتيكِ لأنكِ شاهدتني أمر به؟ |
Annemin hamile olduğunu bildiğini sanmam. O hapishanedeymiş. | Open Subtitles | لا أظن أنه عرف أن أمي كانت حاملا كانت محبوسة في السجن |
Ama senin kızın olduğunu bildiğini söyledin. | Open Subtitles | لكنّك قلتَ أنّك تعلم أنّها ابنتك |
Sadece, senin ne kadar harika olduğunu bildiğini sanmıyorum ve canının yanmasını istemiyorum. | Open Subtitles | فقط لا أظن أنها تعلم كم أنت عظيم, ولا أريد أن أراك تتأذى |
Doktor Prender'in terapinin sahte olduğunu bildiğini için doktor Macvittie'yi suçladığı sayfa. | Open Subtitles | الصفحة حيث الدكتورة ( بريندر ) تتهم الدكتور ماكفيتي ) هنا معرفته بأن العلاج كان مزيفاً ) |
Başımın belada olduğunu bildiğini ve beni kurtarabileceğini söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه يعرف مشكلتي وعرض كفالتي |
İnsanlar bu sürtüğün balıkçının eşi olduğunu bildiğini düşünecek | Open Subtitles | سوف تظن الناس إنه كان يعرف .تلك العاهرة كانت زوجة الصياد |
Nerede olduğunu sanırım biliyorum. Nerede olduğunu bildiğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | ـ أعتقد أنني أعلم مكانه ـ تعتقدين أنك تعلمين مكان ماذا؟ |