Bu beyin bölgelerinin, belirli bilinç deneyimleri ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Ancak neden öyle olduğu konusunda bir fikrimiz yok. | TED | نحن نعلم أن هذه المناطق في المخ تتماشى مع أنواع معينة من التجارب الواعية، لكننا لا نعرف لماذا تتماشى معها. |
Şimdi beyler, dünyanın artık tehlikeli bir yer olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | والآن يا سادتي، نحن نعلم أن العالم أصبح مكاناً خطراً. |
"Aşkın gözü kördür" derdim ama, ikimiz de bunun yalan olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا, كنت لأقول الحب أعمى لكن كلانا نعرف أن ذلك غير صحيح |
Durumu biliyoruz. Bu budur işte. Hepimiz ne olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | جميعنا يعرف ذلك، هذه هي حقيقة الأمر نحن نعرف بالأمر |
Şimdi de 13. bölümün şifresini çözebilmek için buna ihtiyacı olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | و الىن نحن نعلم أنه في حاجة الى هذه ليفك شفرة الدستور |
Dinle, üzgün olduğunu biliyoruz, ama anlamak zorundasın, bu planın bir parçasıydı. | Open Subtitles | نحن نعلم أنك مستائه , لكنك لاتفهمين هذا كان جزء من خطه, |
Şaşırtıcı olduğunu biliyoruz, bu yüzden dur ve in hadi. Yorulacaksın. | Open Subtitles | نعرف أنك كنت رائعــا ، لذا توقفي وأنزلي , إنه متعــب |
Senatör Porter, hükümetim adına söylüyorum ki hepimiz Albay Braddock'un neden burada olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | سيناتور بورتر, نحن جميعنا نعرف ان سبب حضور الكولونيل برادوك الوحيد هو محاولة ارباك الحكومة الفينامية |
Evet. Ama en azından katilin sokaklardan uzakta olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لا، ولكن على الأقل نعلم أن القاتل بعيد عن الشوارع |
İkimizde çatı katındaki odanın yatağında sperm lekesi bok ve kan olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا نعلم أن ملاءات السرير في تلك العليّة ملطخة بالسائل المنوي و دم |
Şimdi odadaki havanın tamamen bedava olduğunu biliyoruz, çokça bulunuyor ve halihazırda yüzde 21 oksijen. | TED | نعلم أن هواء الغرفة مجاني، ووفير، ويحتوي على 21 في المئة من الأوكسجين. |
Tamam, bakın. Bu adamın oldukça kabiliyetli olduğunu biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | حسنًا، إنظروا، نعرف أن الرجل لديه مهارات تقنية رهيبة، صحيح ؟ |
Şimdi, daha ziyade her 100 kişiden birinde olduğunu biliyoruz. | TED | حسنا, الآن نحن نعرف أن الصواب هو واحد في كل مائة. |
Ama bunun imitasyon hayat sanatı olduğunu biliyoruz ve bu doğaya dönüşüyor, bir sonraki hayvan, üç milyon yıl öncen gelişti. | TED | لكننا نعرف أن الفن محاكاة للحياة, وقد تبين أنه حيوان من الطبيعة، قبل ثلاثة ملايين سنة، تطور الحيوان التالي |
Durumu biliyoruz. Bu budur işte. Hepimiz ne olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | جميعنا يعرف ذلك، هذه هي حقيقة الأمر نحن نعرف بالأمر |
Dediğim gibi, o sırada çardakta Bayan Paton'la birlikte olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كما قلت نحن نعرف أنه كان في المنزل الصيفي مع زوجته |
Ona karşı olduğunu biliyoruz, fakat hala arkasında kim olduğunu bulamadık. | Open Subtitles | نعلم أنه أمر مُخطط له لكن لا نعلم من خلفه بعد |
Dinle, seni rahatsız etmek istemiyoruz. Yoğun olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | اسمع، لا نريد ازعاجك حيث نعلم أنك مشغول. |
Güç pozisyonunda zor bir işinin olduğunu biliyoruz. | TED | نعرف أنك حصلت على وظيفة صعبة في مركز قوة. |
Üniversite mezunu olduğunu biliyoruz. Milyonlarca defa söyledin! | Open Subtitles | نعرف ان لديك تعليم جامعي قلتها مليون مرة |
Tamam, tamam, tamam. Ölüm sebebinin kırık boyun olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، حسناً، نعلم أنّ سبب الوفاة هو عنق مكسور. |
Cadının uçan ucubeleri olduğunu biliyoruz. Kim bilir aşağıda neleri vardır? | Open Subtitles | نعرف أنّ لديها وحوشاً طائرة لكنْ مَنْ يعرف ماذا يوجد هناك؟ |
Beynin olağandışı değişim kapasitesine sahip olduğunu biliyoruz ve bunu başarmanın en iyi yolu, yetişkinlerde bile, çevremizi değiştirmek ve modüle etmektir. | TED | نحن نعلم بأن الدماغ قادر على تحقيق تغيير عجيب، وأفضل طريقة لتحقيق ذلك، حتى عند البالغين، هو من خلال تغيير وتعديل بيئتنا |
İkimiz de üç gün içinde ölme ihtimalin olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن هناك إحتمالٌ بأنك ستموت خلال ثلاثة أيام |
Hepimiz Batı'nın başarıyla kendini yenileyen, kendini dönüştürebilen; dünyayı kolonize ve domine etmek için gücünü kullanan ilk olduğunu biliyoruz. | TED | كلنا نعلم ان الغرب هم أول من نجحوا في التمدن في تغيير أنفسهم في البداية استخدمت القوة لاستعمار و سيادة العالم |
Konuyu buraya getirmekten hoşlanmıyorum , ama uyuşturucu problemi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | أكره قول هذا ، ولكن نعلم أنها عانت من مشكلة مخدرات |
Her yerde insanları mahkemelerimize taşıyan sistemsel bozukluklar olduğunu biliyoruz. | TED | ونحن نعلم بأنه توجد أنظمة فاشلة في كل مكان وهي ما تجلب الناس لقاعات المحكمة. |