Konunun sizin için para olmadığını biliyorum öte yandan şu anki yıllık gelirinizin 185 bin olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر لا يتعلق بالأموال بالنسبة إليك لكنني أعرف أيضاً أن معاشك السنوي الحالي يبلغ 185 ألف دولار |
Aynı zamanda çocuk velayeti değişiminin şerifin sorumluluğunda olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | ولكني أعرف أيضاً أن تحويل الوصاية القانوية للأطفال إنها مسؤولية المأمور نفسه |
Buraya bu halde gelmenin zor olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أن يكون صعباً أن تأتي إلى هنا بمثل هذه الحالة |
Bugün yaptığın her şeyin beni korumak için olduğunu da biliyorum. Biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنّ كل شئ قمتِ به اليوم كان لمحاولة حمايتي. |
Biliyorum ve paramızın yetmeyeceğini de biliyorum, ayrıca olanların hepsinin benim hatam olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف و أعرف أنه لا يمكننا تحمل تكاليفها و أعرف أن كل ما حدث غلطتي |
Ayrıca polislerin de yanlış kişinin peşinde olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنّ الشرطة تُطارد المشتبه به الخطأ. |
Tek onu da değil, şu anda nerede olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | بالطبع ليس هذا فقط , وأعرف أيضاً أين هو الأن |
Aşağıda gitmenin en baştan beri onların fikri olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنه كان خيارهم إنه المكان الأول للذهاب إليه |
Ayrıca mail'i okursa bulunduğu yerin açığa çıkma riskinin olduğunu da biliyorum. - Ama? | Open Subtitles | وأعلم أيضاً أنه لو قرأ البريد، يمكنه المخاطرة بكشف مكان تواجده. |
Bununla beraber, oğlanla irtibatta olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | لكن,إنني أعرفُ أيضاً بأنك كنتَ على تواصلٍ مع الابن. |
Mutabakat'ın onun peşinde olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أيضاً أن "الكوفنانت" تسعى خلفها |
Bir sürü başka hastanız olduğunu da yapmanız gereken pek çok ameliyat olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أن لديك العديد من المرضى الآخرين وتقوم بالعديد من الجراحات الأخرى |
Benimle neden görüştüğünü biliyorum ve bunun tek sebebi, sadece tek sebebi olduğunu da biliyorum babacığın için bilgi toplamak için buradasın. | Open Subtitles | إنني أعرف لماذا تواعدينني، وأعرف أن ذلك لسبب واحد.. وسبب واحد فقط، |
Dışarda bir sürü kötü adam olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أن هناك العديد من الأشرار ما زالوا طلقاء |
Pasaportunun güncel olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنّ جواز سفرك مُحدَّث للسفر. |
Ama sensiz hayatın ızdırap olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنّ الحياة من دونك بائسة أيضاً |
Yalnız olduğunu biliyorum. Bunun acı verici olduğunu da biliyorum. Ama bana söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | بالطبع أنت وحيدة و أعرف أن ذلك مؤلم, لكن عديني ألا تنشري إعلاناً آخر... |
O iyi adamın hala oralarda bir yerde olduğunu da biliyorum. Doğru şeyi yapmak için hala geç değil. | Open Subtitles | وأعرف أنّ ذلك الرجل ما يزال داخلك ولمْ يفت الأوان لفعل الصواب |
Gün gibi aşikar. Babasının kim olduğunu da biliyorum ama merak etme. | Open Subtitles | ذلك واضح تماماً وأعرف أيضاً من هو الوالد |
O işe senin ön ayak olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنه كان العمل الذى أخترته |
Odadaki en zeki kişi olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum ve bunu kanıtlamaya çalışmanın zaman kaybı olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ما هو شعور أن تكون الأذكى بالغرفة وأعلم أيضاً أنه تضييع للوقت محاولة إثبات ذلك. |
Bununla beraber, oğlanla irtibatta olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | لكن,إنني أعرفُ أيضاً بأنك كنتَ على تواصلٍ مع الابن. |