| 20 dakika sonra neler olduğunu görmek için yukarıya çıktım. | Open Subtitles | وقد تبعتها بعد عشرين دقيقة من ذلك لأرى ماذا يجري |
| Yaptığınız şeyin bu olduğunu görmek için onunla konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | اريد ان اتحدث إليه لأرى ان هذا ما كنتِ تفعلينه |
| Nasıl olduğunu görmek için geçen yaz İsrail'e gittim. | TED | حسنا، ذهبت لإسرائيل الصيف الفائت لأرى بنفسي. |
| Saçmalık. O şeyin içinde ne olduğunu görmek için canını bile verirsin, öyle değil mi ? | Open Subtitles | هذا هراء ، انت تعلم انك تموتين لرؤية ماذا بداخل ذلك الشيئ اليس كذلك ؟ |
| ATLAS'ın nasıl bir şey olduğunu görmek için gelmiştim çünkü doktora sonrası kadrosunda orada çalışabilme imkânım vardı. | Open Subtitles | لقد جئت لرؤية ماذا يمكن أن يكون أطلس لأنه كانت هناك إمكانية أن أتمكن من العمل عليه |
| Ben de numuneyi içine koydum, ki ne olduğunu görmek için şimdi dışarı çıkaracağım. | TED | و لذلك وضعت العينة فيه، و الآن سأخرجها لنرى ما الذي حدث |
| Ve bunu yaparken altın taneciklerin nerede olduğunu görmek için resimler alacağız. | TED | و بينما هو يقوم بذلك، سنقوم بأخذ صور لنرى أين هي رقائق الذهب. |
| evime gelebilirdi, tanıyabilirdim, iyi elma mı kötü elma mı olduğunu görmek için psikolojik analiz yapabilirdim. | TED | تمكنت من دراسته، وإحضاره إلى منزلي، للتعرف إليه، وإجراء تحليل نفسي لأرى إن كان تفاحة جيدة أو تفاحة رديئة. |
| Tatlının ne olduğunu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الإنتظار لأرى ماذا يوجد للتحلية |
| Hangisinin olduğunu görmek için hayatta olmayacağıma mutluyum | Open Subtitles | يسعدني أنني لك أكون حيّا لأرى من سيكون محقاً |
| Kan tahlili yapmak istiyorum, nitrojen seviyelerimin ne kadar yüksek olduğunu görmek için. | Open Subtitles | أود القيام بفحص للدماء لأرى مستويات النيتروجين بدمائى |
| Ne kadar sapkın bir manyak olduğunu görmek için senle bir şey denemek istiyorum. | Open Subtitles | أظن بانني أود أن أجرب بعض هذه الطقوس لأرى كيف ستحبها |
| Arada iyi olduğunu görmek için oradan geçiyordum. | Open Subtitles | أمرّ بالقرب من منزلها من حين لآخر، لأرى إن كانت على ما يرام |
| İçgüdüsel olarak ne olduğunu görmek için ışığı açmıştım. | Open Subtitles | كما تعلم، غريزتي الفطرية كانت لتستدير بالكشاف. لأرى ما يحدث. |
| Seni arıyorum ama sen beni geri aramıyorsun, sonra neler olduğunu görmek için buraya geliyorum ve adamlarımı deli gibi koşturduğunu görüyorum! | Open Subtitles | كنت أتصل بك , ولم تتصل ثانيةً فجئت إليك لأرى ما يحدث وأنت تجري بالفتيات في الحقل |
| Mimarinin değişime ne kadar açık olduğunu görmek için modellerimden birini test ettim. | Open Subtitles | قدمت أحد نماذجي لأرى مدى تقبل المهندس المعماري للتعديلات |
| Ya zamanın başlangıcında ne olduğunu görmek için süreci geri sararsam? | Open Subtitles | ماذا لو نعكس العملية كلها نحو الخلف لرؤية ماذا حصل عند بداية الزمن نفسه؟ |
| Bunu sadece eğlenmek için yaptık, neler olduğunu görmek için. | TED | فعلنا ذلك فقط من أجل المرح لنرى ماذا سيحدث. |
| Pilot proje günleri bitti, insanlar, "Peki, nasıl olduğunu görmek için ülkemizde üç ya da dört bin uygulama yapabiliriz." | TED | أيام المشاريع التجريبية انتهت، حينما يقول الناس، "حسنًا، نرغب في اختبار ثلاثة أو أربعة آلاف في بلدنا لنرى كيف سيعمل." |