| Şimdi hayat ortaya çıkıp bana amacımın ne olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | لقد ذهبت حياتنا و كشفت عن غرضها مني دفعة واحدة |
| İnsan ve insan olmayan memeliler arasındaki mimik karşılaştırmaları, yüz kaslarının yapısı ve hareketlerinde benzerlikler olduğunu gösterdi. | TED | مقارنة تعبيرات الوجه بين البشر والثدييات غير البشرية كشفت أوجه التشابه في بنية وحركة عضلات الوجه. |
| Ultrason sıvı birikmesi olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | لقد أظهر تصوير الصدى سائلاً حراً |
| Bay Escobar görüşme yapmaya gönüllü olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | لقد أظهر السيد (إسكوبار) إستعداده للتفاوض |
| Ama öyle olsa da, savaş alanında yenilmez olduğu gibi zaferde de bilge ve merhametli olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | مهما كانت تلك الخلافات لقد أثبت أنه حكيم و رحيم في النصر |
| Ekokardiyografi mitral stenosis olduğunu gösterdi. Tilt de negatif. | Open Subtitles | أختبار الرنين المغناطيسي أظهر أن التضيّق التاجي معتدل وفحوصاتها سلبية |
| İkinci kısım ise kas fonksiyonunun, glikoz dönüşümünün ve oksijen tüketiminin en üst seviyede olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | بينما الجلسة الثانية ...أظهرت بأن وظائفك العضليّة في حالة لا يرثى لها وإستهلاكك للأكسجين يعمل بالشكل الطبيعي |
| Bizimki mükemmel bir bilgi kaynağı olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | التى لدينا أثبتت أنها مصدر رائع للمعلومات |
| Lauren'in geçmişiyle ilgili yapılan kapsamlı araştırma ailesiyle arasında bir soğukluk olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | تحقيقات أخرى في تاريخ لوران كيت أظهرت وجود جفاء و بعد عن عائلتها |
| Ancak araştırmam bunun tamamen yeni bir tür galaksi olduğunu gösterdi, yaygın ismi ''Burçin'in Galaksisi.'' | TED | لكن أبحاثي كشفت أن هذا الجسم يعتبر مجرة جديدة من نوعها. كما يسمى الآن ب"مجرة بورتشن" |
| Deneyimli golfçüler üzerinde yapılan bir çalışma topun uçuşuna odaklananların kollarının hareketine odaklananlardan kısa atışlarda daha iyi olduğunu gösterdi. | TED | كشفت دراسة على لاعبي الغولف المحترفين أن أولئك الذين ينفذون ضربات رقيقة ويركزون على الكرة أثناء طيرانها يكون أداؤهم أفضل بكثير من أولئك الذين يركزون على حركات الذراعين |
| - Otopsiler cesetlerin, Dünya'daki hiç kimsede bulunmayan hücrelerle dolu olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | - التشريح كشفت الهيئات تعج خلايا... لم يتم العثور |
| O gece bu odada Rex bana gerçekten kim olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | ... في تلك الليلة ... في تلك الغرفة ... لقد أظهر لي (( ريكس )) ماهيّته حقاً |
| Tiberius, danışmaya layık olduğunu gösterdi. Onun gençliği, Pompey'in gardını düşürmesini sağlar. | Open Subtitles | (تيبيريس) أثبت أنه استشاريّ ذو مؤهلات، وشبابه سيجعل (بومبي) يقلل من حذره.. |
| Başkan Kirkman, bizlere güvenilir bir lider olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | قد أثبت أنه قائد يمكننا الوثوق به |
| aritmetiğin bütünlüğünü göstermek için attığı bir sonraki adımında, beklenmedik şekilde bunun (aslında) erişilemez olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | في النهاية كمفاجأة عندما أظهر أن الخطوة التالية لإظهار كمال الحساب لا يمكن تحقيقها. |
| Yarık lamba mikroskobu gözün ön odasında şişlik olduğunu gösterdi. Bu üveit. | Open Subtitles | فحص الشق الطولي أظهر أن الغرفة الأمامية للعين متورمة، التهاب العنبية |
| LaGuardia'ya dönüşün mümkün olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | (أظهرت بأن العودة إلى (لاغوارديا كان ممكنًا. |
| Hastanenin en iyisi olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | ولقد أثبتت أنها الأفضل من بيننا جميعاً |
| Hastanın bilgisayarlı tomografi görüntüsü akciğerlerde pıhtılaşma olmadığını ancak meme içinde çift taraflı, gözle görülen, elle hissedilen ve tüm vücuda yayılmış kitle ve yumrular olduğunu gösterdi. | TED | وأظهرت الأشعة المقطعية بأنه لا يوجد هناك أي تجلطات في الرئة, ولكنها أظهرت وجود كتل ثنائية مرئية واضحة في الثدي, أورام ثدي, والتي إنتشرت بشكل كبير في جميع أنحاء الجسد. |