Striptiz kulübüne gitmenin senin olayın olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | أنا فقط لم أكن أظن أن كونك في ملهى تعري هو من خصالك |
Bunun mümkün olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أظن أن ذلك ممكن. |
Daha önce bir şansınız olduğunu sanmıyordum. Ama Güç Asâsı için burada olduğunuz çıkarımını yapıyorum. | Open Subtitles | لم أظن أن لديكم فرصة بهزيمته سابقًا، لكني أستنتج أنكما هنا طلبًا لقضيب القوّة. |
Ve babanın da cinayet işleyip intihar edebilecek biri olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | ولكن على الوجه الآخر، أنا ... لم أظن أن أبيكِ كان من نوع القتلة الإنتحاريين |
- Senin gibi insanların hâlâ var olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أعتقد أنّ النّاس من نوعك لا زالوا موجودين |
Tanıkların belirttiği eşyaların yükselmesi olayının yer çekimindeki bir değişmeden ötürü olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}لم أعتقد أنّ تأثيرات الارتفاع التي وصفها الشهود كانت بسبب تغيّر الجاذبيّة. |
Ve dürüst olmak gerekirse beni sete davet etmek istediğini söylediğinde ciddi olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | وبصراحة , لم اظن انك كنت جاداً عندما قلت انك تريد دعوتي للإستوديو |
- Ciddi olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | - لم أعتقد أنكِ عنيتي ماتقولينه |
Bir virüsün, taşıyıcısının yoğunluğunu ve kutuplarını değiştirmesinin mümkün olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد أنه بإمكان أحد الفيروسات تغيير كثافة جزئيات المُضيف و قطبيتها. |
Bunun mümkün olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أظن أن ذلك ممكناً, |
-Kan dökme niyetin olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | - لم أكن أظن أن هدفك إراقة الدماء. |
Başka seçeneklerim olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أظن أن هناك أي شيء آخر لي بالخارج |
Hasarın o kadar büyük olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أظن أن التلفيات بهذا السوء |
Bu tarz biri olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم اظن انك هذا النوع من الرجال |
Merhaba Anne! Hala uyanık olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أعتقد أنكِ ستكونين مستيقظة" |
Topları olduğunu sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد أنه كان الكرات. |