Hiçbir fikrim yok! Küçükler. Tarayıcı metal olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | ليس لدى فكرة ، صغار الحجم وجهاز الفحص يقول أنهم معدنيون |
Sadece, rapor... Olay yeri fotoğrafları... Her şey dokuz kişi olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | فقط الصور والمراسلين وكل شيء يقول أنهم تسعة |
Pekala millet, Mouth hazır olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | حسنا يا رفاق ماوث يقول أنهم جاهزين |
Dedikodu yazıları Acapulco'da olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | إن عامود القيل و القال يقول أنهما فى " آكابولكو" |
Mini-Beryl de ciddi olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | و المينى برايل يقول انهم جادين |
Olay olduğunda ayrı olduklarını söylüyor o yüzden Rachel onu affetmeliymiş. | Open Subtitles | انه يقول انه كان فى استراحة عندما حدث إذن انها يجب أن تسامحه الان |
Ödünç alınmış elbise, bize şık bir yere gitmekte olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | الفستان المستأجر يدلّنا بأنهما كانا بطريقهما إلى مكان راقٍ |
Scott inanılmaz olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | سكوت يقول أنهم مذهلين |
- Evet, içeride olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | -أجل، يقول أنهم هناك بالداخل |
Temiz olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول أنهما نظيفان |
Babam, tüm halk gibi sadece çaresiz olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | بوب يقول انهم يائسون كباقي العائلات هنا |
Çok yorgun olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | انه يقول انهم مرهقون جداً |
Bu durumu çözebilecek birileri olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | انه يقول " انه شخص قادر " على حل الوضع |
Yıllar önce, Victor Crowley öldürüldüğünde babanla birlikte olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنهما من كانا بصحبة والدك عندما قتلوا (فيكتور كراولي) منذ سنوات |
- Adam birlikte olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | -قال بأنهما يتواعدان |