"olmadığı sürece" - Traduction Turc en Arabe

    • إلا إذا
        
    • مالم يكن
        
    • إلا إن
        
    • الا اذا
        
    • ما لم تكن
        
    • ما لم يكن
        
    • إلاّ إن
        
    • إلا لو
        
    • طالما لا
        
    • طالما ليست
        
    • ما دامت
        
    • ما لمْ يكن
        
    • طالما أنه ليس
        
    • طالما أنها
        
    • طالما أنّه ليس
        
    Benim bilmediğim bir kızın olmadığı sürece senin kızın sayılırım. Open Subtitles إلا إذا كان لديك بنت لا أعلم عنها فأنا فتاتك
    Kız tavuk olmadığı sürece, horoz kalman onu hiç etkilemez. Open Subtitles لن تؤثر عليها أبدا و أنت ديك إلا إذا كانت دجاجة
    Çok fazla parmaklar olmadığı sürece. Open Subtitles مالم يكن لديه الكثير من الأصابع وهذا صعب
    Deniz ürünlerinin gerçekten çok karışık bir besin zinciri var ve bu besin zincirinin her basamağında izlenebilirliğimiz olmadığı sürece dolandırılma imkanımız var. TED للمأكولات البحرية نظام تموين معقد جدا، وفي كل مرحلة من سلسلة التموين هاته، هناك فرصة سانحة للغش. إلا إن كانت لدينا أنظمة تتبع.
    Derisi bizden ince olmadığı sürece, bu piçe bir zararı olmaz. Open Subtitles هذا لن يدمر المخلوق الا اذا كان جلدة اخف من جلدنا
    Büyük matematikçilerin hayatlarından bir başka kıssa olmadığı sürece. Hayır. Open Subtitles أجل لو تكرمت، ما لم تكن قصة عن حياة الرياضيين العظماء
    Bu yüzden gerçek olmadığı sürece böyle konuşmasının nedeni yok. Güzel. Open Subtitles وبالتالي ليس لديه سبب لقول ذلك ما لم يكن صحيحاً جيد
    Bana olmadığı sürece övgüye katlanamam. Open Subtitles أخبريننى ، إننى لا أتحمل المديح إلا إذا حصلت عليه
    Daha sonra onunla sana yapma fırsatım olmadığı sürece. Open Subtitles إلا إذا استطعت أن أستخدمه للسخرية منك لاحقاً
    Seçim olmadığı sürece kimse gelmez, genellikle. Open Subtitles لا يأتي أحد في العادة إلا إذا كان هناك تصويت
    Ünlü olmadığı sürece cinsel tercihinin farklı olması hiç önemli değil. Open Subtitles لا يُهم ميول الشخص الجنسية إلا إذا كان الشخص مشهور
    Hedeften gerekli olmadığı sürece uzak olmamız gerekiyor. Open Subtitles نبتعد عن هؤلاء الأشخاص مالم يكن لدينا هدف.
    Evde birisi hasta olmadığı sürece asla sesini alçatma ihitiyacı duymazdı! Open Subtitles و مالم يكن أحد مريض في المنزل لم يرى داع لخفض صوته
    Onunla konuşmam bitti, ama şimdi de senin hakkında olmadığı sürece neden konuşmalara ilgi göstermediğini konuşacağız. Open Subtitles أنا إنتهيت معه لكن سوف نتحدث عن لماذا لا تنتبه لأي شيء مالم يكن عنك
    Satışla ilgili olmadığı sürece, konuşmak kurallara aykırı. Open Subtitles الكلام هنا مخالف للقواعد ,إلا إن كنت ستقومين بالشراء
    İyi bir sebep olmadığı sürece seni kazıklamayacağımı biliyorsun. Open Subtitles انت تعلمى اننى لا اريد ازعاجك الا اذا كان يوجد سبب جيد
    Jill eroin kaçakçısı olmadığı sürece adil olmaz bu mevzu. Open Subtitles ما لم تكن جيل مهربة هيروين لن تكون أبدا مواجهة عادلة
    Fakat, daha ayrıntılı baktığımızda tütün endüstrisinde büyük bir sallantı olmadığı sürece 17 hedeften 13'üne ulaşamayacağız. TED ومع ذلك، انظروا بعمق قليلًا، وستجدوا أن 13 من أصل 17 هدفًا لا يمكن تحقيقهم ما لم يكن هناك هزة كبرى في صناعة التبغ.
    Kocaman hoş bir kız, bu yüzden çok güçlü olmadığı sürece kızı kollarından yakaladığını tahmin ediyorum ve... Open Subtitles إنها فتاة لطيفة كبيرة الحجم إلاّ إن كان قوياً جداً فاظنه قام بإمساكها من ذراعيها
    Sana beni acil bir durum olmadığı sürece hastaneden çağırtmamanı-- Open Subtitles . . أخبرتك ألا تستدعيني في المستشفى إلا لو
    Etrafta senin gibi çok fazla insan olmadığı sürece uyuyabilirim. Open Subtitles طالما لا يوجد الكثير من امثالك بالجوار، استطيع
    Cinayetle bir ilginiz olmadığı sürece oldu bilin. Open Subtitles لكَ هذا، طالما ليست لكَ أية علاقة بالجريمة
    Uygunsuz olmadığı sürece duvarlara istediğini asabilirsin. Open Subtitles يمكنكِ وضع أي شيء تريدين على الجدران ما دامت ملائمة
    Çıkarın olmadığı sürece hiç kimse için iyilik yapmazsın. Open Subtitles أنت لا تقوم بإسداء معارف للأشخاص ما لمْ يكن فيه فائدة لك.
    Bu senin mezarın olmadığı sürece karma ile ilgili bir problem yok. Open Subtitles كلاّ , طالما أنه ليس قبرك فحظك جيّد
    Ne istediğinden emin olmadığı sürece savaşmaya devam edeceğim. Open Subtitles لأنه يعني أن لدي فرصة. طالما أنها لا تعرف يقينًا ماذا تريد،
    Sarı olmadığı sürece bir şey olmaz. Open Subtitles طالما أنّه ليس أصفر، فنحن سالمون

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus