Paranız ve iştahınız olmadığı zaman her şeye olumsuz bir bakış açısından yaklaşıyorsunuz. | Open Subtitles | عندما لا تملك المال و لا الشهية فإنك تنظر إلى كل شيء بسوداوية |
Ben New Orleans'ta bir caz müzisyeniyim ve biri iyi olmadığı zaman anlarım. | Open Subtitles | انا عازف جاز في نيو اورليانز اعرف منظر الشخص عندما لا يكون بخير |
Eh. annesi göremiyor. Orada olmadığı zaman bile konuşmaya çalıştıklarını gördüm. | Open Subtitles | والدته لا تستطيع رأيتها تحاول أن تكلمه عندما لا يكون موجوداً |
Şu anki durumu açıklayan ve geleceği tanımlayan bir hikâyemiz olmadığı zaman, umut uçup gidiyor. | TED | عندما لا يكون لدينا قصة تفسّر الحاضر وتصف المستقبل، يتلاشى الأمل. |
Her çeşit şey. Rozet, kimlik, silah. Parası olmadığı zaman bunları verirdi. | Open Subtitles | شارات, بطاقات تعريف الهوية, مسدسات عندما لا يكون معه مالا يأتى و يتاجر بتلك الأشياء |
O burada olmadığı zaman buraya gelirim. | Open Subtitles | حسنا,أحب أن أحضر لمكتب السيد بريسبان عندما لا يكون موجود |
Etrafımızda kimse olmadığı zaman, sen ve benden başka... sevdiğim zamandır, görüyorsun... yaramazlık yapalım, sonrasını göreceğiz | Open Subtitles | عندما لا يوجد أحد حولنا فقط أنت وأنا دعنى أتحرش بك اليوم فدعى العمل نعمله غدا |
Etrafımızda kimse olmadığı zaman, sevdiğim büyülü anlardır, görüyorsun... yaramazlık yapalım, sonrasını göreceğiz hadi sevgilim daha fazla alay etme yavaş ol çılgın olma sevgilim şıkıdım, şıkıdım | Open Subtitles | عندما لا يوجد أحد حولنا فقط أنت وأنا دعنى أتحرش بك اليوم فدعى العمل نعمله غدا |
Davalının avukatı olmadığı zaman, mahkeme ona bir avukat sağlar. | Open Subtitles | عندما لا يكون للمتهم محامى فإن المحكة تقوم بتعيين واحد له |
Elektrikleri olmadığı zaman, elektrik harcamıyorlardı. | Open Subtitles | و لا يمكنهم إهدار الكهرباء أيضا ً عندما لا يملكونها |
Durum çok açık olmadığı zaman kendi seçimlerimizi yapmamız teşvik edilir. | Open Subtitles | عندما لا يكون الأمر واضحاً تماماً يطلب منّا أن نتخذ قراراتنا بأنفسنا |
Kimse olmadığı zaman yalnızlık da hissedilmez. | Open Subtitles | عندما لا يكون هناك أحد، أنت لا تستطيع الشعور بالوحدة |
Yani önemli olmadığı zaman yalan söylüyorsun ama olduğunda söylemiyorsun. | Open Subtitles | إذن فأنتِ تكذبين عندما لا يهمّ الأمر ولا تفعلين عندما يهمّ الأمر |
Kafası iyi olmadığı zaman ruhlar âlemiyle çok iyi iletişime geçer. | Open Subtitles | يمتلك قوة روحانية كبيرة عندما لا يكون محشش |
Hastanede olmadığı zaman kim bakıyor demek istemiştim? | Open Subtitles | أعني من يرعاها عندما لا تكونين في المستشفى؟ |
Bir daha elinde haber olmadığı zaman delikanlı ol ve telefonlarıma cevap ver! | Open Subtitles | في المستقبل عندما لا تمتلك أي شئ لا تتجاهل مكالماتي اللعينة ، وكن رجلاً |
Bu işleri çözecek kimse olmadığı zaman ne olacak? | Open Subtitles | عندما لا يوجد شخص هنا يسعى لحلّ المشاكل؟ |
İki aspirin verin ve keş olmadığı zaman bana haber verin. | Open Subtitles | أعطه قرصين من الآسبرين, واتصل بي عندما لا يكون متعاطي |
Hala meşgul olmadığı zaman yaz aylarında yardımcı olur. | Open Subtitles | مازال يُساعدنا في الصيف عندما لا يكون مشغولاً |
karanlık ameliyat odasında dört dolanıyor hastasını uykuda tutmak, anestezi etmek için kullanabileceği bir şey arıyor. Çünkü makinesi elektrik olmadığı zaman çalışmıyor. | TED | كانت تتنقل في مسرح عمليات مظلم محاولة آن تجد أي شيئ يمكنها من تخدير مريضتها، لإبقاء مريضتها نائمة. لأن الآلة لا تعمل عندما لا يوجد هناك كهرباء. |