Umrumda olmadığından değil. Hakkımda ne düşündüğünüzü önemsiyorum. | Open Subtitles | والسبب ليس لأني لا أهتم أنا أهتم بما تظنه فيّ |
Umrumda olmadığından değil. Hakkımda ne düşündüğünüzü önemsiyorum. | Open Subtitles | والسبب ليس لأني لا أهتم أنا أهتم بما تظنه فيّ |
Yeterince güzel, hızlı veya zeki olmadığından değil... sadece hazır değilsin, ve seni hazırlamak için yeterli vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس أنك ذكية بما يكفي, سريعة بما يكفي أو جميلة بما يكفي الأمر فقط أنك لست مستعدة و لا نملك وقتاً كافياً لنجعلك مستعدة |
Yeteneğin olmadığından değil Tyler. | Open Subtitles | أنه ليس أنك لا تمتلك الموهبه يا تايلور |
Annie Liebowitz olmadığından değil. | Open Subtitles | ليس أنك تشبهين (آني ليبويتز). |