Kırık olmadığından emin olmak için tomografi çektireceğiz. | Open Subtitles | حسنا,نحن سنكون فى حاجه الى ارسالكما الى الاشعه و التأكد من عدم وجود كسور |
Dikkat edeceğim yabani bir ot olup olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | أريد التأكد من عدم وجود عشب ضار احتاج الانتباه منه |
Şogun, etrafta sizi rahatsız edecek başka yabancılar olmadığından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | ودّ الشوغون التأكد من عدم وجود أجانب آخرين يضايقونك. |
İntestinal daralma olmadığından emin olmak için baryum lavmanı yapmamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نحقنها شرجياً بالباريوم لنتأكد من عدم وجود تضييق داخلي |
Aramızda hiçbir mesela olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت فحسب أن أتأكد أن كل الأمور بخير |
Bak, sadece planın adamı beni öldüremesin ya da senin peşine düşemesin diye öldürmek olmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | اسمع، أريد أن أتأكّد فقط أن الخطة لم تكن قتله حتّى لا يستطيع قتلي أو يطاردك في مكتبك |
Ama vazgeçtiğim bunca şeyin sadece yüksek mahkûm etme oranı için olmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لكنني أريد فقط التأكد من أنني أقدم هذه الأشياء لأكثر من نسبة إدانة مرتفعة فقط |
Şogun, etrafta sizi rahatsız edecek başka yabancılar olmadığından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | ودّ الشوغون التأكد من عدم وجود أجانب آخرين يضايقونك. |
Aramızda yanlış anlaşılma olmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أود التأكد من عدم وجود أي سوء تفاهم بيننا |
Sadece aramızda başkaları olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | توجب عليّ فقط التأكد من عدم وجود أى عميل فيدرالي آخر |
Hayır. Sadece sorun olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | لا ، أريد فقط التأكد من عدم وجود مشاكل |
Sadece sürpriz bir şey olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد من عدم وجود مفاجآت هناك |
Yürüyüşçülerin içeride olmadığından emin olmak için takip ettik. | Open Subtitles | إتبعناه إلى الداخل لنتأكد من عدم وجود متنزهين |
Aramızda bir sorun olmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | و أردت أن أتأكد أن كل شيء بخير بيننا |
Sadece ikinizin de iyi olup olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أتأكد أن كلاكما آمنين - |
Gerçekten burada olmasının senin açından sorun olmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أردتُ أن أتأكّد فحسب أنّكِ موافقة على تواجدها هنا. لمْ أكن لأوافق، إذا لمْ أكن كذلك. |
Benim yüzümdem olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | . أن أتأكّد فحسب، أنّه لم يكن بسببيّ |
Ama vazgeçtiğim bunca şeyin sadece yüksek mahkûm etme oranı için olmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لكنني أريد فقط التأكد من أنني أقدم هذه الأشياء لأكثر من نسبة إدانة مرتفعة فقط |