| Bunun bir parçası olmak istemediğini söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك لا تريد أن تكون جزءاً من ذلك |
| Bana ve Doug'a daha fazla yük olmak istemediğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها لا تريد أن تكون عبئاً علينا أكثر من ذلك |
| Bundan sorumlu olmak istemediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنك لا تريد أن تكون مسؤولاً عن هذا |
| Ve ben de, bizimle iletişimde olmak istemediğini düşünüyordum ama şimdi biliyorum ki, istemişsin. | Open Subtitles | وانا كنت اعتقد انك لا تريد ان تكون على اتصال معنا، لكن ، انت تعلم الان انا اعلم انك كنت على اتصال |
| - Tamam, pekala... Seçim şansın vardı! Baba olmak istemediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد حصلت على خيارقد قلت للتو انك لا تريد ان تكون اب. |
| - Burada olmak istemediğini biliyorum bu yüzden seni yalnızca bir oyuncağa bindireceğim. | Open Subtitles | الآن، أعلم أنكِ لا تريدين أن تكوني هنا لذلك سآخذكِ في جولة واحدة |
| Artık arkadaşım olmak istemediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه لا يريد أن يكون صديقي |
| Benden nefret ettiğini benimle aynı odada bile olmak istemediğini biliyorum ama beni affetmek zorundasın. | Open Subtitles | أعرف أنك تكرهني، وأعرف أنك لا تريد أن تكون في الغرفة نفسها معي. لكن عليك أن تسامحني. |
| Geri adım attığın zaman, Başkana örgütün yüzü olmak istemediğini söyledin. | Open Subtitles | عندما تنحيت، قمت بإخبار الرئيس بأنك لا تريد أن تكون وجه الوكالة |
| Ona izci olmak istemediğini söyle. Teşekkürler, Meg. | Open Subtitles | أخبره أنك لا تريد أن تكون في الكشافة - شكرا ميج - |
| Luthor olmak istemediğini kendin söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بأنك لا تريد أن تكون لوثر |
| Benden nefret ettiğini benimle aynı odada bile olmak istemediğini biliyorum ama Morgan Caddesi'ndeki evde, battaniyenin altında birlikte yattığın kız hâlâ içimde bir yerlerde. | Open Subtitles | أعرف أنك تكرهني. أعرف أنك لا تريد أن تكون في الغرفة نفسها معي، لكن في مكان ما هنا... |
| Benimle olmak istemediğini açıkça söyledi. | Open Subtitles | لقد كانت واضحه لا تريد أن تكون معي |
| Kızımıza daha yakın olmak istemediğini. | Open Subtitles | كنت لا تريد أن تكون أقرب إلى ابنتنا. |
| Mülakatın bir parçası olmak istemediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت انك لا تريد ان تكون جزءا من عملية المقابلات |
| Ve ayrıca, yalnız olmak istemediğini söyledin. | Open Subtitles | بجانب انك قلت انك لا تريد ان تكون وحيدا |
| Aslan olmak istemediğini söylemek gibi. | Open Subtitles | ذلك مثل القول أنت لا تريدين أن تكوني أسد |
| Lütfen, sanırım bunu bilecek yaştaydım kızımın benim parçam olmak istemediğini bilecek yaştaydım parçam olmak istemedi ve nefes almayı bıraktı. | Open Subtitles | رجاء أعتقد أن كان ماضيا بما يكفي، أتعلمون؟ ماضيا كافيا لمعرفة أنها لا تريد أي جزء مني |
| Ben sadece eğer onu konuşturursam, onun benimle olmak istemediğini söylemesinden korkuyorum. | Open Subtitles | ...أنا أخشى فقط اذا دفعته للحديث ...أنه سوف يقول أنه لا يريد أن يكون معى |