Bu büyük rüzgar jeneratörlerinin etrafında olmayı seviyorum. | TED | أحب أن أكون حول مولدات الريح الكبيرة هذه. |
Anladın mı? Kontrol altında tutulmam gerekiyor. Kontrol altında olmayı seviyorum. | Open Subtitles | يجب أن أكون تحت السيطرة أحب أن أكون تحت السيطرة |
Hayatı seviyorum. Yaşıyor olmayı seviyorum. Şeyleri görmeyi seviyorum. | TED | أنا أحب الحياة، أحب كوني شخص حي، أنا أحب التأمل بالأشياء. |
Seninle heteroseksüel olmayı seviyorum. | Open Subtitles | هايدي أنا أحبك أحب كوني غير مثلي الجنس معك |
Böyle hissetmeyi beklemezdim ama sonradan bu yaşta olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أتعلم, لم أتوقّع الشعور بهذا. ولكنّه بيّن لي, أنّي أحبّ كوني في هذا العمر. |
Çok tatlı bir adamdır. Neyse, bu işlerin etrafında olmayı seviyorum. | Open Subtitles | هو لطيف، على أيّ حال، أحب التواجد حول هذه الأشياء، تعرف؟ |
İnsanları bir araya getiren kişi olmayı seviyorum. | Open Subtitles | انا احب ان اكون الرجل الذى يجمع الناس معا |
Kötü olmayı seviyorum. Beni mutlu ediyor. | Open Subtitles | يعجبني كوني سيء إنّه يجعلني سعيداً |
Yalnız olmadığımda da işler hiç iyiye gitmedi. Ben yalnız olmayı seviyorum. | Open Subtitles | عندما لا أكون كذلك, لم أنجح أبداً أحب أن أكون وحيداً |
Bende kendime hep aynı soruyu soruyorum. Diyelim ki sizin tarafınızda olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أتسائل عن هذا أيضاً، دعني أقول أني أحب أن أكون في هذا الجانب من الإحتيال. |
Bende kendime hep aynı soruyu soruyorum. Diyelim ki sizin tarafınızda olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أتسائل عن هذا أيضاً، دعني أقول أني أحب أن أكون في هذا الجانب من الإحتيال. |
Ondan burada, tek başıma olmayı seviyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أحب أن أكون هنا يمكنني أن أبقى لوحدي |
Kendim de çalışabilirim, ama ekibin bir üyesi olmayı seviyorum. | Open Subtitles | يمكن أن أعمل بمفردي لكني أحب أن أكون جزء من الفريق |
Arabanın boş koltuğuna manita için beleş hadiyeyi de atıyoruz ki sorma, vay anasını, Amerikalı olmayı seviyorum adamım. | Open Subtitles | يأخذون كرسي مجاني في السيارة. أحب كوني أمريكيا. |
Vay anasını ! J.Louchart: Kör olmayı seviyorum. | TED | أمر رائع. رجل 2: أحب كوني أعمى. |
Ben yaşlı olmayı seviyorum. | Open Subtitles | بالنسبة لي، فإنني أحب كوني عجوز. |
Sağdıcın olmayı seviyorum, dostum. Gerçekten. | Open Subtitles | يا رجل , أحبّ كوني إشبينك فعلاً |
Çok tatlı bir adamdır. Neyse, bu işlerin etrafında olmayı seviyorum. | Open Subtitles | هو لطيف، على أيّ حال، أحب التواجد حول هذه الأشياء، تعرف؟ |
Çünkü değer verdiğim insanlara yakın olmayı seviyorum. | Open Subtitles | لإنني احب ان اكون قريبة من الناس الذي احب |
Kötü olmayı seviyorum. Bu beni mutlu yapıyor. | Open Subtitles | يعجبني كوني سيء إنّه يجعلني سعيداً |
Öyle umalım. İyi bir baba olmayı seviyorum. | Open Subtitles | اتمنى ذلك ، انني احب كوني والدا جيدا |
Denizde olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب البقاء في عرض البحر |
Seninle olmayı seviyorum, sende öyle. | Open Subtitles | أحبّ أن أكون معك. تحبّ أن تكون معي |
- Ayı olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب أن أصبح دباً |
Bununla doğmuştum. Sahneyi seviyorum. Sahnede olmayı seviyorum. | Open Subtitles | انه شيئاً ولدت به ، فأنا أحب المسرح وأحب أن أكون على المسرح |
Neyse, bu iş bana hiç uygun değil. Ben insanlarla iç içe olmayı seviyorum. | Open Subtitles | على أيّ حال، ليس بإستخدامٍ جيّد لي، لأنّي أحبّ الأشخاص |
Ne istediğini bilen insanların yanında olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحبُ أن أكون محاطة بأشخاص يعرفون ماذا يريدون أشخاصُ مثلُكِ؟ |
Ben baharatalar ve lezzetler oluşan bu küçük senfoninin şefi olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب أن اكون قائدة اروكسترا لهذه السيمفونية من قليل من التوابل والنكهات والتركيبات |
Ben burada olmayı seviyorum. | Open Subtitles | المكان يعجبني هنا |