Dost olmuşlar, geri göndermiş. | Open Subtitles | ولكنّهم أصبحوا أصدقاء، فأعادهً باصِقاً عليّ بأموال الدِّماء |
Barış zamanında ise esnaf ve inşaatçı olmuşlar. | Open Subtitles | في أوقاتِ السلام أصبحوا صناعًا ومقاولينَ |
Sonra da Druidler sürülerin önemli danışmanları olmuşlar. | Open Subtitles | وهكذا أصبحوا كهنة الدرويد ناصحين مهمين لجماعات المذئوبين |
Timmy and Tommy kardeşler, mimar olmuşlar. | Open Subtitles | تيمى وتومى أصبحا أحدهم مهندس والأخر مقاول |
Cennete gittiklerinden beri hem ırkçı hem korkutucu olmuşlar. | Open Subtitles | وقد أصبحا عنصريين ومخيفين نوعاً ما منذ أن صعدا إلى الجنة. |
Altı ay önce, tesadüfen Osiris'in gemisini yok ettiğimiz sırada yok olmuşlar. | Open Subtitles | أصبحا مفقودين قبل حوالي 6 أشهر تقريباً بنفس فترة.. تدميرنا سفينة (أوسيريس) |
Anlıyorum. İnsanlar olasılıkların kölesi olmuşlar. | Open Subtitles | فهمت، الناس أصبحوا عبيدًا للاحتمالات |
- Celia. Arkamda üç çocuk bıraktım, şimdi beş tane olmuşlar. | Open Subtitles | كان لدي 3 أولاد والآن أصبحوا خمسـة |
Ki bunlar yunus davranışlarında uzman olmuşlar. | Open Subtitles | الذين أصبحوا خبراء في سلوك الدلافين. |
Onun köleleri olmuşlar. | Open Subtitles | لقد أصبحوا عبيده |
Hırslarının kurbanı olmuşlar. | Open Subtitles | لقد أصبحوا جشعين |
Yine bir aile gibi bir arada olmuşlar. | Open Subtitles | لقد أصبحوا عائلة مرة أخرى. |
Ve böylece tarihteki ilk toprak bükücüler olmuşlar. | Open Subtitles | و أصبحوا أول مُخضعي الأرض |
Duruşmadan iki hafta sonra iki jüri üyesi, içkilerini içerken öğlen vakti zil zurna sarhoş olmuşlar. | Open Subtitles | إلى المحاكمةِ، محلّفان أصبحا أيديهم على a قنينة الجِنِّ وأصبحَ مَخْزُوناً في الغداءِ. |
Sanırım arkadaş olmuşlar. | Open Subtitles | أظن أنهما أصبحا صديقين |
Bir defa birlikte olmuşlar, Gavin, eşinden kurtulmak zorunda olduğunu fark etmiş, boşanmanın karışık olacağını düşünüp, onu öldürmeye karar vermiş. | Open Subtitles | حالما أصبحا بعلاقة معاً، أدرك (غافن) أنّ عليه التخلّص من زوجته، وبدلاً من طلاق فوضيّ، قرّر قتلها. |
Stefan ve Malefiz en beklenmedik arkadaşlar olmuşlar. | Open Subtitles | (ستيفان) و(ماليفسنت) أصبحا من أكثر الأصدقاء غير المتوقعين |
Sonunda öğrenci ve öğretmen sevgili olmuşlar. | Open Subtitles | -إذن الطالب والمدرّسة أصبحا خليلان . |
Josh ile orada arkadaş olmuşlar. | Open Subtitles | أصبحا هو و(جوش) صديقين هناك |