Benny, gün boyu benimle aerobik kursunda takıldı, ona borçluyum anlayacağınız. | Open Subtitles | بيني أعد درس تمديد كامل معي اليوم لذلك أنا أدين له |
Bu şekilde Arthur Samuel, makine öğrenmenin fikir öncüsüydü ve ona borçluyum, çünkü bir makine öğrenimi uygulayıcısıyım. | TED | لهذا يعد أرثر صاموئيل أب التعلم الآلي وأنا أدين له بشده لأنني ممارس للتعلم الآلي |
O bir soytarı, ama benim soytarım, ve ona borçluyum. | Open Subtitles | بل العكس ، لكنه محسوبٌ عليّ و أنا مدين له |
Cezp edici, cidden. Ama ona borçluyum. | Open Subtitles | هذا عرض مغرٍ بحقّ، لكنّي مدين له نوعًا ما. |
Klaus beni hayatımı mahveden bir lanetten kurtardı. Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | لقد حررني من لعنة كانت تدمر حياتي، وإنّي مدينٌ له. |
Kendisi için karar vermesini ona borçluyum. | Open Subtitles | أدين لها بأن أعطيها فرصة إتخاذ القرار |
Ne olduğundan haberim olmalı, bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | وأريد أن أعرف ماذا حدث انا مدين لها بذلك |
Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | انا مدينة له بهذا |
Birsonraki gün seni soymaya çalıştığım zaman benim hayatımı kurtardı. ona borçluyum. | Open Subtitles | حسنا، فى اليوم الذى حاولت فيه سرقتك أنقذ حياتى، فانا أدين له بواحدة |
Onu yakaladılar ve biz de geri almalıyız. Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | لقد أمسكوا به، و علينا إعادته أنا أدين له بهذا |
ona borçluyum, bu yüzden senin teklifi lehine oy kullanmak için zamanımı harcadım. | Open Subtitles | إنني أدين له لذلك لقد أخذت كل وقتي للتصويت لخدمة فكرتكِ |
Kariyerimi ona borçluyum ama içimden bir ses de beni her zaman eski yardımcı olarak göreceğini söylüyor bilirsin işte ne yaparsam yapayım. | Open Subtitles | أنا أدين له بمهنتي، لكن الجزء الأخر مني يعتقد بأنه دائماً سيراني كــ مساعد سابق كما تعلمين، مهما فعلت |
Bunun için ona borçluyum. | Open Subtitles | حتى أنا في العاشرة من عمري، استعداد للعمل في الزاوية. لهذا، وأنا مدين له. |
Doğru mu anladım? ona borçluyum mu dedin? | Open Subtitles | دعنى ارتب هذا الآن انت مدين له |
Teal'c en azından bunu isterdi. Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | -تيلك لن يطلب أكثر من هذا اني مدين له بذلك. |
Ben de tam emin değilim ama hayatımı ona borçluyum. | Open Subtitles | لستُ واثقًا تمامًا، ولكنّي مدينٌ له بحياتي. |
O yüzden karşılığında aynını ben de ona borçluyum diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا أعتقد أنّي مدينٌ له بنفس الشيء. |
Onu kurtarmalıydım. Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | يجب علي إخراجها، أدين لها بهذا. |
Unut gitsin. Yani, ona borçluyum. | Open Subtitles | أنسى ذلك أقصد ، أنا مدين لها بشيء |
Her şeyi ona borçluyum. | Open Subtitles | وأنا مدينة له بكل شيء. |
Sayılara, simetriye. geometrik muhakemeye bağlılığımı ona borçluyum. | Open Subtitles | ادين له بالفضل في ولعي بالأرقام والتناظر والمنطق الهندسي |
Kaltak hayatımı kurtardı, ve şimdi ona borçluyum. Borcumu ödemek zorundayım. | Open Subtitles | العاهرة انقذت حياتي والآن أنا مدينة لها وعلى رد الجميل. |
Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | انا ادين لها بذلك |
Her şeyi ona borçluyum. | Open Subtitles | أنا مدين لة بكل شىء |
Hayatımı ona borçluyum. | Open Subtitles | أنا مدينةٌ له بحياتي |