Yeğenim hakkında konuşuyorsun ve ben Ona yardım etmek için elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن ابن أخي هنا، و أنا سأفعل كل ما بوسعي لمساعدته. |
Ona yardım etmek için hiçbir şey yapmadığını öğrendiğimdeki şaşkınlığımı düşün. | Open Subtitles | إن كنت قد فعلت شيئا لمساعدته. في 12 سنة ، وندى. |
Kimsenin, Ona yardım etmek için bir şey yaptığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه بوسع احدهم فعل أى شىء لمساعدته |
Bu arada Ona yardım etmek için elimizden geleni yapmalıyız. | Open Subtitles | في الوقت الحالي علينا أن نقوم بما في وسعنا لمساعدتها |
En kötüsü de ruhen Tanrı için doğru değiliz ve Ona yardım etmek için uygun değiliz. | Open Subtitles | ونحن لا نستطيع ان نتحمل ما هو أسوء امام ابانا ونحن غير ملائمين لمساعدتها. |
Ona yardım etmek için kurulmuş destek grupları arıyorduk. | Open Subtitles | كنت أبحث عن مجموعات داعمة يمكننا الإنضمام إليها لتساعده |
- Ona yardım etmek için! - Merdivenleri ateş yakmak için söktük. | Open Subtitles | . لمساعدته . نحن حطمنا السلالم لنشعل بها النار |
Eğer bizimle işbirliği yaparsa, size söz veriyorum, Ona yardım etmek için her şeyi yapacağım, söz veriyorum. | Open Subtitles | سيكون على قيد الحياة إذا تعاون معنا، فأعدك، أن أفعل كل ما باستطاعتي لمساعدته |
ve İranlılar da Ona yardım etmek için oradaydılar. | Open Subtitles | والإيرانييـن كانو هناك لمساعدته لفعل ذلك |
Arama emrinin gizliliği, Lemond'un tutuklanmasıyla kalkacak ancak o zaman da Ona yardım etmek için çok geç olacak. | Open Subtitles | لن يصرحوا بأسباب التفتيش إلا إذا اعتقلوا لاموند، وعندها يكون الآوان متأخرًا لمساعدته |
Eğer kardeşim onları kurtarmak için canını tehlikeye attıysa ben de Ona yardım etmek için canımı tehlikeye atarım. | Open Subtitles | لو كان يخاطر بحياته لوقف هذا فسوف أخاطر بحياتي لمساعدته |
- Sadece anlayamıyorum niye Ona yardım etmek için kendini yoruyorsun. | Open Subtitles | أنا فقط لا يمكنني أن أفهم لماذا لم تحركي ساكناً حتى لمساعدته |
Neden bütün bunlar olurken, Ona yardım etmek için hiçbir şey yapmadığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أعرف لماذا لم أفعل شيء لمساعدته عندما كان يحدث ذلك |
Ona yardım etmek için her şeyi denedim ama kimse onu rahatlatamadı ve içindeki boşluğu dolduramadı. | Open Subtitles | بذلت قصارى جهدي لمساعدته لكن لم يقدر أحد على إراحته أو ملء ذلك الفراغ. |
Eğer sınavlarını geçersen, Ona yardım etmek için daha iyi bir yerde olacaksın. | Open Subtitles | لكن إذا نجحتِ في الإمتحانات فستكونين في وضع أفضل لمساعدته |
Arkadaşı olarak, Ona yardım etmek için kendimi feda ettim. | Open Subtitles | وبما أنني صديقه، وضعت كل شيء على عاتقي لمساعدته. |
Ona yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | أنا سأفعل كل ما بوسعي لمساعدته. حسنا؟ |
Ona yardım etmek için bir yol olduğuna inanmak zorundayım. | Open Subtitles | .. ويجب ان أؤمن ان هناك ولو طريقة لمساعدتها |
Buraya bir kaç sonsuzluk önce biriyle gelmiştim, Ona yardım etmek için. | Open Subtitles | أتيت هنا مع أحدهم منذ دهر طويل لمساعدتها |
Ona yardım etmek için çok önemli bir iş görüşmemi iptal ettim. | Open Subtitles | الذي دفنتها خلف الطريق الدائري لسنترال بارك وتخلفت عن مقابلة مهمة كي أذهب لمساعدتها |
Ona yardım etmek için seni aradım. | Open Subtitles | فإتصلت عليك لتساعده |
Mektubunda Ona yardım etmek için her şeyi yapacağını söylüyordun. | Open Subtitles | و قد قلت فى تلك الرسالة أنك قد تفعل أى شئ لتساعدها |