Gördüğün gibi... bir şeyleri onarmak için asla geç değildir. | Open Subtitles | أترى ذلك ؟ إن الأوان لا يفوت مطلقاً لإصلاح الأمور |
Bir kaç yıl önce,L.A şehri... ...şehir okullarını onarmak için... ...2.5 milyar dolara ihtiyaçları... olduğuna karar verdi. | TED | لذا بضع سنوات سابقة، مقاطعة لوس أنجليس قررت أنها تحتاج إلى أنفاق 2.5 مليار دولار لإصلاح مدارس المدينة. |
Kalorifer borularını onarmak için iyi bir fırsat olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | وجدت فرصة مناسبة لإصلاح أنبوبة السخان هنا |
1917 Haziranın'da ulusun orduya ve davaya inancını onarmak için bir "Yurtseverlik Öğretim Programı" başlattı. | Open Subtitles | في يوليو 1917 أطلق "برنامج التعليم الوطني" لإعادة إيمان الجيش في الأمة والسبب |
Koca gün yaptığımız tek şey, kale duvarlarını onarmak için taşları saymak. | Open Subtitles | كل ما نفعله طوال اليوم هو إحصاء الحجارة لأصلاح أبواب القلعة |
Hoşça kal. Jeremy, lavaboyu onarmak için yarın geleceğim. | Open Subtitles | إلى اللقاء. (جيرمي)، سآتي غدا لأصلح البالوعة. |
Gemimi onarmak için bana yardım et ve ben de seni babana götüreyim. | Open Subtitles | مساعدتي في إصلاح السفينه وأنا سآخذك الى والدك |
Lütfen, yalnızca onarmak için ne yapabileceğimi öğrenmem gerek. | Open Subtitles | أرجوكم، أود فقط أن أعرف مالذي كان يُمكنني أن أفعله لإصلاحه |
Michael, Kilise'nin yazgısını onarmak için ne yapmalıyım? | Open Subtitles | ماذا ينبغي أن أفعل لاستعادة مصير الكنيسة؟ |
Ardından yönlendirme sistemini onarmak için 42 saatiniz olacak. | Open Subtitles | ثم سيكون معكم 42 ساعة لاصلاح نظام التوجيه فيه |
Hayır, hayır, hayır, konuşmamız gerekmiyor. Leo ara sıra bazı şeyleri onarmak için uğrar. | Open Subtitles | لا، لا، لا، إننا لا نتحتاج للتحدث ليو، يأتي من وقت لآخر لإصلاح الأمور |
Tampon ünitesini onarmak için ne gerekiyorsa kullan. Diğer bütün sistemleri parçala. | Open Subtitles | استخدمي أي شيء لإصلاح العازل حتى لو كان من أنظمة أخرى |
Eğer oraya gidersek, gemiyi onarmak için gerekli olan şeyi elde edebiliriz. | Open Subtitles | اذا استطعنا أن نصل إلى هناك يمكن أن نحصل على ما نحن بحاجة إليه لإصلاح السفينة |
Botu onarmak için 62,581.43 $ gerekiyormuş. | Open Subtitles | أعطيتك 62,581.43 دولار لإصلاح ذلك المركب. |
Botu onarmak için 62,581.43 $ gerekiyormuş. | Open Subtitles | أعطيتك 62,581.43 دولار. لإصلاح ذلك المركب |
Dallanıp budaklanmış bitkileri sökün. Büyük Salon'un çatısını onarmak için kirişlere ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | قمّ بقطع النباتات، و الأخرى المعمرة نحتاج للخشب لإصلاح سقف الصالة الكبرى |
Metilen klorür spreylerde bulunur, boya çıkartıcılarda, metal temizleyicilerde, poliüretanda... kısacası burayı onarmak için kullanılan her şeyde. | Open Subtitles | يوجَد كلور الميثيلين في الغُبار الجوي و في مُزيلات الطِلاء، مُنظفات المعادِن و البولي يوريثين كُل شيء تمَ استعمالهُ لإعادة بِناء هذا المكان بالأساس |
Harekâtın gidişatını tehlikeye atan bu kesintiyi gidermek ve hasarı onarmak için hummalı bir çalışma başlatıldı. | Open Subtitles | جهود مضنيه بُذلت لأصلاح الأضرار لأن أى تعطيل فى تلك المرحلة كفيل بهدم العملية برمتها |
Bu ittifakı onarmak için yardımınızı isterim, | Open Subtitles | أطلب مساعدتكِ في إصلاح هذا التحالف |
onarmak için gemiye dönmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أعود لسفينتي لإصلاحه |
Hayır.Onlara Aşağı Dünya'yla ilişkileri onarmak için Valentine'nı şehir dışına taşımanın, en iyi yol olduğunu söyledim. | Open Subtitles | رقم شرحت لهم أن تتحرك الحب للخروج من المدينة هو أفضل وسيلة لاستعادة العلاقات مع Downworld. |
Ameliyat edebilmek için direği sizden çıkarırsak hasarı onarmak için daha çok şansımız olur. | Open Subtitles | لونزعناالعمودبينمانجري الجراحةحوله, سيكون امامنا فرصة أكبر لاصلاح الضرر |