Evde olduğunu söyledin, bunu onaylayacak aileden birileri var mı? | Open Subtitles | انت قلت انك في البيت هل هناك احد يؤكد ما قلت؟ والديك؟ |
Ölümünü onaylayacak tek kişi yani. | Open Subtitles | و الشخص الوحيد الذي يؤكد وفاته. |
Bunu sorduğum için üzgünüm Bay Webster ama bunu onaylayacak biri var mı? | Open Subtitles | -أجل . آسفةٌ لطرحي هذا السؤال سيّد (وبستر)، لكن هل من أحد يؤكد ذلك؟ |
Rusya Büyükelçisi tüm bunları onaylayacak. | Open Subtitles | السفير الروسي سيؤكد القصة بأكملها |
Elin iyi, ve Shepherd geri dönmeni onaylayacak. | Open Subtitles | , يدك بخير و (شيبارد) سيؤكد شفائك |
Aklının başında olduğunu onaylayacak bir psikiyatrist. | Open Subtitles | طبيب نفسي ليؤكد أنّك عاقل |
Böylece hissedarlar toplantısı kapital artırımını onaylayacak. | Open Subtitles | لذا فأن أجتماع حاملي الأسهم سيوافق على زيادة رأسمال الشركة |
O sana söylediklerimi onaylayacak ve iyi vasıflı biri olduğuma kefil olacaktır. | Open Subtitles | سوف يؤكد لك كل ما قلته |
- Yerini onaylayacak biri var mı? | Open Subtitles | أيوجد شخص يؤكد مكان توجدك ؟ |
Bence onaylayacak. Bence onaylamalı. | Open Subtitles | اظنه سوف يؤكد وسبب تأكيده |
Bakalım Caleb da mesleki ilişkinizden sonra yakınlaştığınızı onaylayacak mı? | Open Subtitles | - معذرة؟ - (فقط أتساأل، هل سيؤكد (كايلب |
- Bunu onaylayacak biri var mı? | Open Subtitles | -هل ثمة أحد ليؤكد ذلك؟ لا. |
Kongre kurtarma paketi ödeneğini onaylayacak mı onu bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعرف حتى إذا ما الكونغرس سيوافق على الاعتمادات المخصصة للإنقاذ |