Birlikte geçirdiğimiz onca güzel yıldan sonra... ne zaman yalan söylediğini anlamıyor muyum sanıyorsun? | Open Subtitles | بعد كـل السنين الجميلة التي قضينـاهـا معـا تعتقدين أني لـن أعرف متى تكذبين ؟ |
Ailemize yaptığı onca güzel şey için minnettar olmak yerine bencilce davrandım. | Open Subtitles | - بدلاً من أن أكون ممتنة لجميع الأشياء الجميلة التي يفعلها لعائلتي - كنت أنانية |
Bunun anlamı sen kaybettin, ben kazandım ve söylediğin onca güzel şeyi geri almak için artık çok geç. | Open Subtitles | مما يعني أنك تخسر، انا افوز، وقد فات الأوان لتستعيد كل تلك الأشياء الجميلة التي قلتها ! |
Buradakilerden birisi günahlarımı öğrenseydi yaptığım onca güzel şey de çöpe giderdi. | Open Subtitles | إن أكتشف أحد هنا عن تجاوزاتي فكل الأعمال الجيدة التي فعلتها ستنكشف حقيقتها |
Claire ile birlikte yaşadığımız onca güzel anımızı düşünüyordum da... | Open Subtitles | كنتُ أفكر في كل الأوقات الجيدة "التي حظيتها مع "كلير |
Michael, birlikte yapabileceğimiz onca güzel şeyi düşün. | Open Subtitles | لا تعلم ما تقاتل من أجله بعد الآن مايكل, فكر بكل الأشياء الجيدة التي يمكن أن نفعلها سوياً |
Unutma röportajın amacı, bu kasaba için yaptığın onca güzel şeyi vurgulamak. | Open Subtitles | الآن تذكري الهدف من المقابلة أنه لتسليط الضوء على الأشياء الجيدة التي قمتي بها من أجل القرية |
Bütün o üzerinde çalıştığım dosyaları dijital ortama geçirirken toplumun iyiliği için beraber yaptığımız onca güzel şeyi aklıma getirdi. | Open Subtitles | ادخال الملفات القديمة ذكرني ذكرني بجميع القضايا التي عملت عليها وجميع الاشياء الجيدة التي نفعلها للمجتمع |