Kolyenin diğer yarısının onda olduğunu düşünmüştüm... fakat eğer onda olsaydı, soruşturmada yardımcı olur ve bize verirdi. | Open Subtitles | استنتجت أن لديه النصف الآخر من القلادة، ولكن لو كان لديه النصف الآخر لأعطانا إياه للمساعدة في حل القضية. |
Verrat sandığın onda olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الفيرات يعلمون أن لديه الصندوق. |
Kirsten, Naomi Burke'e şifreleme kodunun onda olduğunu söyledi ve vermek için bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | كريستن أخبرت نعومي بورك بأنها تملك رمز التشفير و أبرمت معها اتفاق من أجل الرمز |
Çantamın onda olduğunu zaten biliyorum! | Open Subtitles | ! أعلم بالفعل بأنها تملك حقيبتي |
Piney'i, mektupların onda olduğunu sandığından öldürdü. | Open Subtitles | هو قتله لأنه اعتقد بأن لديه الرسائل |
Pecorelli Moro'nun günlüklerinin onda olduğunu ve bu günlüklerde Andreotti ile ilgili açıklamaların olduğunu söyledi. | Open Subtitles | (بيكورلي) قال بأن لديه مذكرات (مورو) الكاملة وهي تحتوي علي معلومات عن (أندريوتي) |
Peki onda olduğunu nasıl anladınız? | Open Subtitles | أيها المفتش كيف علمت أنه معها ؟ |
Asıl sırt çantasının onda olduğunu nasıl bildin? | Open Subtitles | كيف عرفت أن معها الحقيبة الأصلية؟ |
Kolyenin onda olduğunu nereden bildin? | Open Subtitles | كيف عرفت أن لديه القلادة؟ |
Kontrolün onda olduğunu bilmesine izin ver. | Open Subtitles | هذا يخبرنا أن لديه دافع مباشر |
Sonra da onlara çözümün onda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ثم يقول لهم أن لديه الإجاية |
Teknolojinin onda olduğunu nereden biliyoruz? | Open Subtitles | كيف نعرف بأن لديه التقنية؟ |
Bin Ladin ailesinin Arbusto'da yatırımcı olduğunu gösteren belgelerin onda olduğunu iddia eden Bill White adında Houstonlı bir işadamı var. | Open Subtitles | (هناك رجل أعمال من (هيوستن .. (يدعى (بيل وايت الذي يدعي بأن لديه وثائق التي .. (تظهر أن عائلة (أبن لادن كانوا مستثمرين في (أربوستو). |
Peki ama Dedektif, yüzüğün onda olduğunu nasıI biliyordunuz? | Open Subtitles | ايها المفتش كيف عرفت أنه معها |
Ve Sara Tancredi'yi nasıl takip ettiklerine bakacak olursak kaydın onda olduğunu düşündüklerinden eminim. | Open Subtitles | (و نظراً لمطاردتهم المستميتة لـ(سارة أنا واثق أنه معها |
Şapkamın da onda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن معها قبعتي. |