Şerif Onları kurtarmak için ortaya çıkarım umuduyla benim adımı kullanıyor. | Open Subtitles | , عمدة البلدة يشنقهم تحت أسمى . أتمنى أن أذهب لإنقاذهم |
Ve Onları kurtarmak için ne gerekirse yapıyorum. | Open Subtitles | سأقوم بما يتطلبه الأمر لإنقاذهم وأعني مهما تطلب الأمر |
Bu iş bittiğinde, ...Onları kurtarmak için elinden gelen her şeyi yapıp yapmadığını sorgulayacaksın. | Open Subtitles | حين ينتهى هذا سوف تحتاج أن تعرف أنك فعلت كل ما فى مقدرتك لإنقاذهم |
Onları kurtarmak için dünyayı Bir uçtan diğer uca kat ettiler. | Open Subtitles | سافروا في منتصف الطريق حول العالم لإنقاذهم فحسب |
İşinin ehli insanlar Onları kurtarmak için ellerinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | لدينا أفضل الأشخاص يفعلون ما في وسعهم لانقاذهم. |
Onları kurtarmak için ellerinden geleni yaptıklarını söylerler ama bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | ويخبرنا كم يبذلون من الجهد لإنقاذهم ولا يفعل شىء |
Bilmeleri gereken şey, doğrular. Flash her zaman Onları kurtarmak için orada olmayabilir. | Open Subtitles | لكن يجب إخبارهم بالحقيقة البـرق لن يكون حاضراً دوماً لإنقاذهم |
Onları kurtarmak için takımın diğer yarısını da yollasaydım onlar da yakalanırdı. | Open Subtitles | لو أرسلت النصف الآخر لإنقاذهم لأسروا أيضًا |
Bilmeleri gereken şey, doğrular. Flash her zaman Onları kurtarmak için orada olmayabilir. | Open Subtitles | لكن يجب إخبارهم بالحقيقة البـرق لن يكون حاضراً دوماً لإنقاذهم |
Masum insanlar ölüyor ve Onları kurtarmak için tek şansımız siz olabilirsiniz. | Open Subtitles | إن أناسًا أبرياء يموتون، وربما تكونين فرصتنا الوحيدة لإنقاذهم. |
Onları kurtarmak için yapacak birşey yok mu? | Open Subtitles | هل هناك أى شىء نفعلة لإنقاذهم ؟ |
Onları kurtarmak için hepimizi tehlikeye atmalı mıyım? | Open Subtitles | هل أخاطر بجميع رجالى لإنقاذهم ؟ |
Onları kurtarmak için yeterli zamanın yok. | Open Subtitles | لديك ما يكفي من الوقت بالكاد لإنقاذهم |
Onları kurtarmak için bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | دعنا نجد طريقة لإنقاذهم |
Onları kurtarmak için burada olduğunu sanıyorsun Claire ama onların kurtarılmaya ihtiyacı yok. | Open Subtitles | تعتقدين أنكِ هنا لإنقاذهم يا (كلير)، ولكنهم ليسوا بحاجة للإنقاذ. |
Özellikle de Onları kurtarmak için bir şansımız varken. | Open Subtitles | ليس و هنالك فرصة لإنقاذهم. |
Ama Onları kurtarmak için bir şansım var. | Open Subtitles | ولكن لدي فرصة لإنقاذهم. |
Onları kurtarmak için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | ونفعل ما بوسعنا لإنقاذهم |
- Hayır, Onları kurtarmak için buradayız. | Open Subtitles | -كلا، نحن هنا لإنقاذهم . |
Onları kurtarmak için, her şeyini feda ettin. | Open Subtitles | لقد ضحيتي بكل شيء لانقاذهم |