Sence, Onları kurtarmaya çalışırken kendini onlarla cinsel ilişkiye girmekten alıkoyabilir miydin? | Open Subtitles | في مساعيك لإنقاذهم ، هل فكرت أنه يمكنك تجنب ممارسة الجنس معهم؟ |
Daha sonra, kadının kızına denizler ötesinden birisinin Onları kurtarmaya geleceğini söylediğini duydum. | Open Subtitles | بعد ذلك سمعتها تخبر أبنتها إن شخص ما سيأتي من البحر لإنقاذهم |
Oğullarımı büyük bir belaya bulaştırdım ve şimdi de Onları kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | , لقد حفرت حفرة عميقة لأبنائي و أنا أحاول اخراجهما منها |
Oğullarımı büyük bir belaya bulaştırdım ve şimdi de Onları kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | , لقد حفرت حفرة عميقة لأبنائي و أنا أحاول اخراجهما منها |
Çünkü insanlar kimsenin Onları kurtarmaya gelmediği gerçeğine tepki göstermeye başladılar. | Open Subtitles | لان الناس بدات تفهم الحقيقة انه لا احد قادم لانقاذهم |
Köydeki shinobiler Onları kurtarmaya gitti. | Open Subtitles | ذهب الشينوبي الذين كانوا بهذه القرية لإنقاذهما |
Doktorlar Onları kurtarmaya çalışırken, onların kan kaybından ölmelerini izledim. | Open Subtitles | شاهدتهم ينزفون حين كان الأطباء يحاولون إنقاذهما |
- Siz de bombalarınızla Onları kurtarmaya mı geldiniz? | Open Subtitles | و إذاً، ذلك حين أتيتم هنا لإنقاذهم بقنابلكم؟ |
Güneş batmıştı, yetersiz oksijende ve sert havada sıkışmışken kimse Onları kurtarmaya gitmedi. | Open Subtitles | والشمس قدْ غَرُبتْ بالفعل، وخوفًا منْ الهواء الرقيق والطقسِ القارس، لمْ يخرج أيّ أحدٍ لإنقاذهم. |
Keşke, Onları kurtarmaya gelemeyeceğini fark ettiklerinde yüzlerinin aldığı hali görebilseydin. | Open Subtitles | ... كنتأتمنىأنتلقى نظرة علىوجوههم . مباشرة قبل أن يدركوا أنك لن تأتى لإنقاذهم |
Hood, fakir, masum Clun halkının saldırıya uğradığını gördü ve Onları kurtarmaya fırladı, atıldı desek daha doğru. | Open Subtitles | رأى (روبن هود) الناس الأبرياء الفقراء في (كلان ) تُهاجم وبعد ذلك أسرع، باندفاع ودخل لإنقاذهم |
Ailem burada kalıyor. Onları kurtarmaya geldim. | Open Subtitles | عائلتي تعيش هنا أتيت لإنقاذهم |
Onları kurtarmaya gittim, beceremedim. | Open Subtitles | ذهبت لإنقاذهم لكني فشلت |
Traktör römorkları Onları kurtarmaya gelmiş gibi davranarak yakınlaşmışlar ve çitf kendilerini kafeste bulmuş. | Open Subtitles | سائقوا الشاحنات يأتون لانقاذهم. يعرضون عليهم توصيلة، ثم يجدون أنفسهم كأنهم في عقد خلية |
Yapayalnız vardı, o da geldiyiğitçe Onları kurtarmaya. | Open Subtitles | كانوا وحدهم , وتقدم لانقاذهم من وحدتهم |
Kadın onların avcı olduğunu ve Onları kurtarmaya gelmezseniz öldüreceklerini söyledi. | Open Subtitles | قالت السيدة أنهما صيادان وإذا لم تذهبا لإنقاذهما فستقتلهما |
- Adam, Onları kurtarmaya çalıştığını söyleyen seçici bir sübyancı. | Open Subtitles | -ما الذي يقوله هناك؟ -إنه شاذ جنسياً تفضيلي ، ويدعي أنه يحاول إنقاذهما |
Sürekli Onları kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أنفك أحاول إنقاذهما. |