Fakir insanlar ise bilmiyor. Ve bizler onlara yardım etmek için hiçbir şey yapmıyoruz. | TED | الفقراء لا يعلمون، ونحن لا نقوم بأيّ مجهود لمساعدتهم. |
Baykuşların nesli tehlikeye girmiş. Chilton da onlara yardım etmek için bağış topluyor. | Open Subtitles | إن البوم معرض للخطر وتشيلتن تأخذ التبرعات لمساعدتهم |
Kendim için değil, onlara yardım etmek için yaptım. | Open Subtitles | .انا لم افعل ذلك من اجلي .لقد فعلته لمساعدتهم |
Bazen onlara yardım etmek için ahlaki çizgiyi biraz geçebilirsin. | Open Subtitles | أحيانا يجب أن تعبر الخط الأخلاقي لتساعدهم |
onlara yardım etmek için ne yapmanı istiyorlardı? | Open Subtitles | ؟ ماذا يريدونك ان تفعل لتساعدهم |
onlara yardım etmek için... eğer yapabilirsem. | Open Subtitles | لأساعدهم إذا إستطعت |
onlara yardım etmek için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لأساعدهم |
Biz onlara yardım etmek için var! | Open Subtitles | يجب أن نساعدهم |
Biz onlara yardım etmek için var! | Open Subtitles | .. يجب أن نساعدهم ! |
Benim onlara yardım etmek için doğru söylemlerim yok ama kitabın var. | Open Subtitles | وأنا لا أملك تلك الكلمات لمساعدتهم ولكن ذلك الكتاب يمكنه |
Şimdi durursak onlara yardım etmek için tüm şansımızı yitirmiş oluruz. | Open Subtitles | لو توقفنا الأن سوف نتخلى عن أى فرصه لمساعدتهم |
onlara yardım etmek için bir şansımız olabilir... Ama akıllı hareket etmeliyiz. | Open Subtitles | ستتوافر فرصة لمساعدتهم لكن يجب أن نتحلَّى بالذكاء. |
onlara yardım etmek için bir şeyler yapmalıydım. | Open Subtitles | عندها غادر ابي كان ينبغي علي ان افعل شيئا لمساعدتهم هل تعلم ؟ |
Hatta Clem'le biraz para kazandım, eğer Detroit için para gerekiyorsa, onlara yardım etmek için hepsini alabilirsin. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا كسب المال مع رجل يدعى كليم ، وإذا كنت في حاجة إليها إلى مدينة ديترويت؟ اتخاذ جميع لمساعدتهم. |
Şimdi de onlara yardım etmek için buradasın. | Open Subtitles | والآن أنت هنا لتساعدهم |