Eğer bunu size söylersem bu bilgiyi onu bulmak için kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا أنا كنت أن أخبرك ذلك أنت قد تستعمل المعلومات لإيجاده. |
onu bulmak için her şeyi yapacağız. Bir şeyler öğrendiğimizde sizi ararız. | Open Subtitles | سنقوم بأقصى جهدنا للعثور عليها وسنتصل بك بمجرد أن نسمع أي شيء |
Her neyse, onu kaybetti ve onu bulmak için bir adam gönderdi. | Open Subtitles | على اى حال، لقد فقدها وارسل شخصآ للبحث عنها وقد فعل |
onu bulmak için tarayıcıları kullanamaz mıyız? | Open Subtitles | هل يمكننا إستخدام المستشعرات للعثور عليه ؟ |
Tabi ki, onu bulmak için bize yardım edebilirsiniz, ...tanıklık cezanızı azaltır, ...ve sadece, bilmiyorum ama, 5 ila 10 yıl yersiniz. | Open Subtitles | بالطبع أنتِ ستساعديننا في إيجاده والشهادة ستساعدكِ في خفض العقوبة لتكون حوالي من 5 إلى 10 سنوات |
Umarım o belgelerde yazılanlar onu bulmak için gereken bilgileri verir. | Open Subtitles | نأمل أن يكون المكتوب في تلك الوثائق سيُعطينا ما نحتاجه لإيجادها |
Daha kötü bir şey yapmadan onu bulmak için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | سنقوم بكلّ ما بوسعنا لإيجاده و للحرص ألّا يقع ما هو أسوأ |
Nollette gitmiş. onu bulmak için bir güvenlik ekibi ayarlamalıyız. | Open Subtitles | نوليت " مفقود ، يجب أن نرسل حراس أمن لإيجاده |
Virüsü taşıyan hayvanı... tespit ettik ve onu bulmak için yardım gerekiyor. | Open Subtitles | عرفنا الحيوان الذي يحمل الفيروس, ونريد تعاونكم لإيجاده |
Ama bu yıllar önce olup bitmiş. onu bulmak için başınıza aldığınız onca dertten sonra onu bulmaya geldiğinize eminim minnettar kalır. | Open Subtitles | لكن هذا منذ سنوات لابد انها ستقدر المشاكل التي واجهتموها للعثور عليها |
Hükümetin onu bulmak için bilgi verenlere ödül vermesi sırasında ordu yetkilileri kızla bir bağlantılarının olduğunu reddetti. | Open Subtitles | بينما عرضت الحكومه جوائز لمن يعطي اي معلومه للعثور عليها الجيش نفي أن يكون هناك صله بين بحثهم عن الفتاة |
Eğer bana inanmıyorsan... onu bulmak için makine diliyle kodlanmış bir matris kullandığını söyle. | Open Subtitles | ولو أنك لا تصدقني أخبرها أنها كانت تستعمل محور مشفر للعثور عليها. |
onu bulmak için gazetenin araştırma imkanlarından yararlanabilirsin belki. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تستخدم موارد الجريدة للبحث عنها |
Eemm, seni temin ederim ki elimizden gelen her şeyi yapıyoruz onu bulmak için. | Open Subtitles | حسنا ,استطيع ان اؤكد لك اننا نبذل كل طاقتنا للبحث عنها |
onu bulmak için hapishane'ye gittiğimde bana bunu söylediler. | Open Subtitles | هذا ماقالوه عندما أردت الذهاب إلى السجن للبحث عنها |
Keneotu tohumunu risinle karıştırdın ve onu bulmak için otele gittin. | Open Subtitles | لذا حصلتِ على بذور الخروع، وحضّرتِ سم الرايسين وتوجهتِ إلى المنتجع للعثور عليه |
Keneotu tohumunu risinle karıştırdın ve onu bulmak için otele gittin. | Open Subtitles | لذا حصلتِ على بذور الخروع، وحضّرتِ سم الرايسين وتوجهتِ إلى المنتجع للعثور عليه |
O aracının kim olduğunu bilmeliyiz ve onu bulmak için de yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نريد أن نعرف من كان ذاك الوسيط و نريدك أن تساعدنا في إيجاده |
Ben onu bulmak için Styx Nehri'ni geçtim dostum. | Open Subtitles | عبرت جسر ستي اكس النهري لإيجادها ، ياصاح لقد سافرت في أنحاء البلاد اللعينة لأصل إلى هنا |
Hızlı onu bulmak için tüm neden daha. Sen scrying devam , sizi algılama tutmak. | Open Subtitles | كل الأسباب لنجدها أسرع أنت استمر بالتلميح ، أنت حاول أن تشعر بها |
Verdiniz, ama bütün teşkilatı harekete geçirmem lazım onu bulmak için. | Open Subtitles | بالتاكيد سنبلغ كل الوحدات المتحركة للبحث عنه |
onu bulmak için en büyük şansımızı kaybederiz. | Open Subtitles | ويعتقلونني ونحن سوف تفقد أفضل فرصة لدينا في العثور عليه |
Senin için orada olan birini, kaderinizde beraber olmanız yazan kişiyi, ve onu bulmak için buradayım. | Open Subtitles | هنالك شخص مِنْ نصيبك شخص مقدّر لتكوني معه وأنا هنا لأجده |
Ama şunu kulağınıza sokun ki onu bulmak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | لكنني أخبركم الآن، سأفعل أي شيء، لأجدها. |
onu bulmak için elinden geleni yap. | Open Subtitles | افعل ما تستطيع لتعثر عليه |
O bu kadar yolu onu bulmak için geldi. | Open Subtitles | وقد جاء كل هذه المسافة إلى هنا ليجده |
Birisi rapor vermezse onu bulmak için 48 saatimiz vardır. | Open Subtitles | إذا أختفى أحد ما سيكون لدينا 48 ساعة حتى نجده |
Her şeye rağmen, onu bulmak için evrenin bir ucundan geldi. | Open Subtitles | بغض النظر عن أنها سافرت عبر الكون لتجده .. |