Tek yapman gereken onu düşünmek ve oradasın. | Open Subtitles | كريس : كل ما عليكِ فعله هو التفكير به وستجدينه هنا |
Gece bütün yaptığım onu düşünmek. | Open Subtitles | كل ما أفعله، هو التفكير به كل ليلة |
onu düşünmek bile beni hazır yapıyor. | Open Subtitles | سأكون مستعداً لمضاجعتها بمجرد التفكير بها |
Başarmanın tek yolu var. onu düşünmek bile imkansız. | Open Subtitles | إن الطريقة الوحيدة لتحقيق هذا, لا يمكن التفكير بها |
onu düşünmek bile canımı yakıyor artık. | Open Subtitles | حينما كنت أغرق في تلك البركة يؤلمني مجرد التفكير فيه الآن |
onu düşünmek bile canımı yakıyor artık. | Open Subtitles | حينما كنت أغرق في تلك البركة يؤلمني مجرد التفكير فيه الآن |
Ama tek yapabildiğim onu düşünmek. | Open Subtitles | كلّ ما أفعله هو التفكير به. |
onu düşünmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد التفكير به |
onu düşünmek bile testislerimi düşürmeme sebep. | Open Subtitles | مجرد التفكير بها يجعل خصيتي تود ان تسقط |
Sırf onu düşünmek bile beni afallattı tabii. | Open Subtitles | مجرّد التفكير بها يضلّلني" |
Sırf onu düşünmek bile beni afallattı tabii. | Open Subtitles | مجرّد التفكير بها يضلّلني" |
Birine aşık olduğun zaman bir sonuç çıkmayacağını bilmene rağmen sürekli onu düşünmek eskisi gibi eğlenceli değil. | Open Subtitles | انا لم اعد مرحا كما كنت عندما تعلقي بشخص وتبداي التفكير فيه طوال الوقت |
onu düşünmek ne zaman canımı acıtmayacak? | Open Subtitles | الذي يصبح التفكير فيه غير مؤلم |
onu düşünmek için çok geç. | Open Subtitles | فات أوان التفكير فيه |