Erkeklerin dünyası kusursuz olmayabilir ancak onu yok etmek bir çare değil. | Open Subtitles | عالم الرجل قد لا يكون مثاليا، لكن تدميره ليست هي الحل. |
Bizi canavara götürebilirler ama onu yok etmek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | ،يمكنهم قيادتنا للوحش لكن سيتعين علينا تدميره |
Bunların arasında da bana karşı kullanamamanız için onu yok etmek de var. | Open Subtitles | بالأخص تدميره حتّى لا يتسنّى لكم استخدامه ضدّي |
Bize bu ülkeyi sevmeyi ve onu yok etmek isteyenlerden kurtarmayı öğret. | Open Subtitles | وازرع فينا دوما حب هذه الارض واحفظها دوما من الذين يريدون تدميرها |
Laura'ya aşıksa o zaman neden onu yok etmek istiyor? | Open Subtitles | أذا كانت واقعة بالحب مع لورا فلماذا تريد تدميرها ؟ |
Babası onu yok etmek için yardım istemeye bizim manastıra geldiğinden beri... 27 yıl onu izledim. | Open Subtitles | لكنى أضع أنظارى عليه منذ 27 عاما منذ أن حضر أبوه الى الدير عندنا ليسألنا المساعده فى القضاء عليه |
O zaman neden onu yok etmek istediğimi sorma. | Open Subtitles | إذا لا تسأنى لماذا أريد تدميره |
Ama en önemlisi, Pikitis berbat ve onu yok etmek istiyorum. | Open Subtitles | ولكن أهم سبب .. هو أن (بيكايتيس) صبيٌ سيء وأريد تدميره |
Kâse'yi korumak istemedin, onu yok etmek istedin. | Open Subtitles | أ،ت لا رد الإحتفاظ بالـ " جريو " , أنت تريد تدميره |
Ne demek "onu yok etmek"? | Open Subtitles | و حلقي نوعا ما, ايضا ماذا تعنين بـ"تدميره"؟ |
- onu yok etmek! - Doğru cevap. | Open Subtitles | ـ تدميره ـ إجابة جيدة |
Çok tehlikeli olduğu belli. onu yok etmek... | Open Subtitles | هو خطر جدا جدا ... تدميره سيكون |
O halde onu yok etmek zorundayız. | Open Subtitles | إذاً، علينا تدميره |
onu yok etmek kötü bir yol olabilir; ama üstlerimizin istediği bu olur. | Open Subtitles | تدميرها ستكون طريقة قاسية ، لأن ذلك سيرفع عدد الذين يريدونها |
Eğer mor renkli zehirli boyayı görürlerse, onu yok etmek zorunda kalırlar. | Open Subtitles | لو إستطاعوا رؤية اللون البنفسجي السام بواسطة القانون يمكن تدميرها |
onu yok etmek kötü bir yol olabilir; ama üstlerimizin istediği bu olur. | Open Subtitles | تدميرها ستكون طريقة قاسية ، لأن ذلك سيرفع عدد الذين يريدونها |
Bu kasabayı, onu yok etmek isteyen adamlardan kurtarabilirsin. | Open Subtitles | .أنت تستطيع إنقاذ البلدة ممن يحاولون تدميرها |
Isyancı ajanlar şehir vardı onu yok etmek isteyen savaş olmadan ... | Open Subtitles | العملاء المتمردين كانوا في المدينة .... يريدون تدميرها بدون حرب |
Çünkü başımızda, adına "güzellik" denen şeyi yönetip, kontrol edemeyen, bu yüzden de onu yok etmek isteyen bir adam var. | Open Subtitles | لأن هناك رجلاً ليس بوسعه أن يحكُم التضاريس تسمى جمالاً، لذلك هو يريد القضاء عليه. |
Eğer bunu bana bir iblis yaptıysa, onu yok etmek istiyorum. | Open Subtitles | إن كان عفريتاً قد فعل بي هذا، فأريد القضاء عليه |
Ve sonra kötüye döndü ve onu yok etmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | ثم تحول كول بعدها إلى الشر وكان علينا القضاء عليه |