| onun eşyalarını aynı aptal yerlerine geri koyacağım, umursamaz. | Open Subtitles | لن تهتم إن أعدت أغراضها إلى المكان السخيف نفسه مرحباً؟ |
| Emilia bebek konusunda çok hassas bu yüzden de onun eşyalarını satma düşüncesi onun için çok zor geliyor. | Open Subtitles | أتعلم أن اميليا حزينة جدا على الطفلة ومن الصعب عليها ان تفكر فى بيع أغراضها |
| Emilia bebek konusunda çok hassas bu yüzden de onun eşyalarını satma düşüncesi onun için çok zor geliyor. | Open Subtitles | أتعلم أن اميليا حزينة جدا على الطفلة ومن الصعب عليها ان تفكر فى بيع أغراضها |
| Bak, onun eşyalarını toplamaya başlayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | إنطري ، أنا سأبدأ بتوضيب أغراضه ، حسناً ؟ |
| Gece boyunca onun eşyalarını karıştırıp duracak mısın yoksa bana hikâyeni anlatmaya başlayacak mısın? | Open Subtitles | هل ستفتّشين في أغراضه طوال الليل، أم ستبدأي إخباري بالقصة؟ |
| Havaalanında tuvalette üstümü değiştirdim ve onun eşyalarını çantama koydum. | Open Subtitles | لقد غيرت ملابسى فى المطار ووضعت أشياءها فى حقيبتى |
| ..ama onun eşyalarını karıştırmazsan sevinirim | Open Subtitles | لكن سأقدر لك ألا تعبث بأغراضها |
| Bir daha onun eşyalarını delice karıştırdığını duymak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أسمع أنك كنت تبحث في حاجياتها مثل شريك غرفة مجنون مرة أخرى |
| onun eşyalarını oraya taşıdığını söylüyordu, halı da dahil. | Open Subtitles | كان ينقل أغراضها إلى هناك، بما في ذلك سجّادتها. |
| Tüm gün onun eşyalarını karıştırdım. | Open Subtitles | لقد قضيتُ اليوم أطالع أغراضها. |
| onun eşyalarını böyle görmek. | Open Subtitles | رؤية أغراضها هكذا |
| Bu kadar yeter! onun eşyalarını buradan çıkarıyorum. | Open Subtitles | سأخرج أغراضها من هنا |
| - Ben toplarım onun eşyalarını. | Open Subtitles | سأحزم أغراضها |
| Akşama onun eşyalarını çıkartabilirim. | Open Subtitles | ثمن الضريبة أستطيع أخذ أغراضه الموجودة بالخارج هذه الليلة |
| Yok. Bu yeri, onun eşyalarını bilen bir tek ben varım hem bir şeylerle meşgul olmalıyım. | Open Subtitles | لا، فأنا الوحيدة التي تعرف هذا المتجر وأماكن أغراضه |
| Sadece onun eşyalarını Sophie'ye taşımaya ve bizimkinden çıkarmaya hakkı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | إنّي فقط أقول، أنّ لديه الحقّ بنقل أغراضه لشقّة (صـوفي) وخارج شقتنا. |
| Biliyor musun, sanırım onun eşyalarını karıştırırken ben farkettim ki, benim hatam değildi. | Open Subtitles | أنت تعرف, خمنت ان البحث في أشياءها أدركت انه لم يكن خطأي |
| onun eşyalarını taşımaya çalışsaydın, muhtemelen eşyalarını çalmaya çalıştığını düşünürdü. | Open Subtitles | ربما تظن أنك تحاول سرقة أشياءها |
| Uyanırsan diye onun eşyalarını sana bırakıyoruz. | Open Subtitles | تركنا صندوقا بأغراضها اذا كنتَ ستنهض |
| onun eşyalarını dışarıya atma. | Open Subtitles | لا تُلقي بأغراضها للخارج! |
| Grace, Molly'nin biri tarafından izlendiğini, birinin onun eşyalarını çaldığını düşündüğünü, söyledi. | Open Subtitles | غريس قالت بأن مولي بأن هناك من يمشي ورائــها وهذا الشخص كان يسـرق حاجياتها |
| Bugün taşınma günü ve onun eşyalarını almaya geldik. | Open Subtitles | انه يوم الرحيل ونحن جئنا لنأخذ حاجياتها |