Onun hakkında çok şey okudu ama her şeyi değil. | Open Subtitles | أعلم بأنك قرأت الكثير عنه لكنك لم تقرأ كل شيء |
Ve benim, Onun hakkında çok şey bildiğimi düşündükleri için, ...albüm kitapçığına aldığım notları ortak bir şekilde yazmak isteyip istemeyeceğimi sordular. | Open Subtitles | ولأنهم اعتقدوا أني اعرف الكثير عنه ، طلبوا مني أن أشارك بالكتابة . لملحوظات على الكتيب وفعلت |
Herhalde ilaçlarını falan almadı ama Onun hakkında çok şey biliyor gibi. | Open Subtitles | من المحتمل أنها توقفت عن شرب أدويتها، لكنها تعلم الكثير عنه |
Onun hakkında çok şey biliyorum. | Open Subtitles | إنني أعرف الكثير عنها. |
Onun hakkında çok şey biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الكثير عنها أعرف .. |
Amerika'ya döndüğümde Onun hakkında çok şey duydum | Open Subtitles | سَمعَ الكثير عنه في الولايات المتحدة |
Eğer bunu düşünürseniz, Onun hakkında çok şey anlatıyor. | Open Subtitles | واذا فكرتم بذلك ذلك سيقول الكثير عنه |
Onun hakkında çok şey biliyorum. | Open Subtitles | حسناً.. أنا أعرف الكثير عنه |
Onun hakkında çok şey biliyor olmalısın. | Open Subtitles | أنت تعرف الكثير عنه |
Onun hakkında çok şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم الكثير عنه |
Onun hakkında çok şey söylüyor. | Open Subtitles | هذا يوضح الكثير عنه |
Onun hakkında çok şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت الكثير عنه |
Bana Onun hakkında çok şey anlattı. | Open Subtitles | ولقد قالت لي الكثير عنه |
O zaman Onun hakkında çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | إذاَ تعرفين الكثير عنه |
Ve benim babam. Onun hakkında çok şey bilmiyorum. | Open Subtitles | ووالدي لا اعلم الكثير عنه |
Onun hakkında çok şey duymuş olmalısınız. | Open Subtitles | لابد وانكم سمعتم الكثير عنها |
Ve onları öyle fotoğraflıyordu. Bu bana Onun hakkında çok şey anlatıyor. | Open Subtitles | ذلك يخبرنا الكثير عنها |
Onun hakkında çok şey biliyorum. | Open Subtitles | إنني أعرف الكثير عنها. |
Onun hakkında çok şey biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعرف الكثير عنها |