onun hayatını kurtarmak istiyorsan, başka bir yol yok. | Open Subtitles | ليست هناك وسيلة أخرى إذا أردتِ إنقاذ حياته. |
Bir kez onun hayatını kurtarmak için düşünmüştüm. | Open Subtitles | هناك مرة واحدة كنت أمل أن إنقاذ حياته من اللطف |
Eğer onun hayatını kurtarmak istiyorsanız, bunu bıraktığım anda elinizden geldiğince çabuk bir şekilde oradaki yarasından pıhtılaşan kanı çekmek zorundasınız. | Open Subtitles | عندما أترك هذا، عليك أن تغلق جراحه بدواء التخثير بأقصى سرعة إذا كنت تريد إنقاذ حياته. |
Belki de yaptığım son şey onun hayatını kurtarmak olur. | Open Subtitles | ربما بجعل إنقاذ حياتها آخر ما أفعله في هذا العالم |
Evet, biz onun hayatını kurtarmak için gerekli konuşmayı yaptıktan hemen sonra. | Open Subtitles | نعم، بعد أن ننهي حديثنا عن إنقاذ حياتها |
O bir polis. onun hayatını kurtarmak gibi bir hata yaptım. | Open Subtitles | إنه رجل شرطة سيكون من الخطأ إنقاذ حياته |
Babam hayatta kaldı ama onun hayatını kurtarmak her şeyi değiştirdi. Kalıntıların kimliğini belirledik. | Open Subtitles | نجا أبي، ولكن إنقاذ حياته غيّر كل شئ |
Babam kurtuldu ama onun hayatını kurtarmak her şeyi değiştirdi. | Open Subtitles | نجا أبي، ولكن إنقاذ حياته غيّر كل شئ |
Babam kurtuldu ama onun hayatını kurtarmak her şeyi değiştirdi. | Open Subtitles | نجا أبي ، لكن إنقاذ حياته غير كل شيء |
Çünkü onun hayatını kurtarmak istedim. | Open Subtitles | لأنّي أردتُ إنقاذ حياته |
Yaptığım her şey, sadece onun hayatını kurtarmak içindi. | Open Subtitles | كل ما فعلته كان بغرض إنقاذ حياتها. |