| Fakat eğer korkuyu hissederse... hepimizi oracıkta yer. | Open Subtitles | و لكن اذا استشعر خوفنا سوف يأكلنا علي الفور |
| Yine de, merak ediyorum... niye o serseriyi oracıkta öldürmediler. | Open Subtitles | رغم أنني كنت أتعجب عن السبب في أنهم لم يقتلوا الوغد على الفور |
| Karısı, hemşire, sürücü yaralanmadı, adam oracıkta öldü. | Open Subtitles | زوجته و الممرضه و السائق خرجوا دون ان يصابوا بأي اذى ولكن الرجل مات على الفور |
| Pekâlâ, ya silahlarınızı indirirsiniz ya da oracıkta ölürsünüz. | Open Subtitles | حسناً، الآن ألقوا باسلحتكم أو تموتون تماماً حيث تقف |
| oracıkta bıraktın onu. | Open Subtitles | -تعتني؟ لقد تركتها هناك أمام شاشة التلفاز. |
| Kürsüye çıkarsan davalı tarafı seni oracıkta mahveder. | Open Subtitles | ستقف علة المنصة و سيقوم الدفاع بالتغلب عليك |
| Yakıcı bir öfkeyle doğruca gidip içkinin esiri o iki katili oracıkta parçalayıvermedi mi? | Open Subtitles | ألم يقم على الفور ,بلحظة غضب بقتل المجرمين المنحرفين اللذين كانا عبيدا للشراب |
| Kocam tanıştığınız an seni oracıkta öldürürdü. | Open Subtitles | زوجي كان ليقتلك على الفور في أول مرة تتقابلون بها |
| oracıkta kelepçeleri çıkartıp beni olduğum yerde tutuklamayı düşünüyordu. | Open Subtitles | وبعدها ظننت بإنها ستقوم بإخراج زوج من الأصفاد وتعتقلني على الفور |
| oracıkta terfi ettirilen kişiler olduğunu biliyorduk. | TED | وآخرين تم ترقيتهم على الفور في غرفهم |
| Bir havan mermisiyle oracıkta öldüler. | Open Subtitles | قتلا على الفور .. بقذيفة من مدفع هاون |
| Hemen oracıkta yaptık. Çok hoştu. | Open Subtitles | لقد فعلنا ذلك على الفور كان جميلًا |
| Kaymış ve boynunu kırmış. oracıkta ölmüş. | Open Subtitles | أنزلق و كسر رقبته و مات على الفور |
| Onu öldürmek zorunda kaldın. O an, oracıkta. | Open Subtitles | أجل، لقد إضطررتِ لقتله على الفور |
| Hemen oracıkta işi teklif ettiler. | Open Subtitles | عرضوا بالفعل على الوظيفة على الفور, |
| Ayyaş oracıkta öldü ve etrafta kimseye zarar gelmemişti. | Open Subtitles | مات على الفور ولم يصب أحد من حوله بأذى |
| O suda yürüyünce köpek de onu takip etti ve oracıkta boğuldu. | Open Subtitles | -و مشى على الماء و تبعه الكلب, و غرق على الفور |
| daha siz çıkmadan oracıkta bir çek yazsınlar, paraları atsınlar. Peki, bunu nasıl yaparsınız? | TED | بحيث يصبحون جاهزين لكتابة الشيك -- أو يقذفوا الأموال بإتجاهك-- هنالك حيث تقف و قبل أن تغادر. حسنا, كيف يمكنك فعل ذلك؟ |
| Seni oracıkta gebertirim. | Open Subtitles | سوف أقتلك حيث تقف |
| oracıkta, herkesin önünde onu utanç içinde bırakmak zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تشعره بالعار, هناك أمام الملأ. |
| Kürsüye çıkarsan davalı tarafı seni oracıkta mahveder. | Open Subtitles | ستقف علة المنصة و سيقوم الدفاع بالتغلب عليك |