Tek ortak noktaları aynı şehre gidiyor olmaları gibi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المشترك بينهم على ما يبدو هو سفرهم لنفس المدينة |
Bakalım üniforma dışında ne ortak noktaları varmış. | Open Subtitles | عن الضباط المقتولين اكتشفي ما المشترك بينهم غير ملابسهم الرسمية |
İnsanlar bunların ikisine de tam fiyat veriyolar ve tek ortak noktaları hiç bir ortak noktalarının olmayışı. | TED | يدفع الناس السعر كاملاً لكلا السيارتين، والشئ الوحيد المشترك بينهما هو أنه لا شئ مشترك بينهما مطلقاً. |
Son zamanlarda üzerinde çalıştığımız ana konulardan birisi tıbbi aletler ve apaçık bir ortak nokta görülemese de tıbbi aletler ile Irak’ın elektrik şebekesi arasında bazı ortak noktaları var. | TED | أحد االمشاريع المهمة التي نعمل عليها حديثا هو أجهزة طبية, وقد لا يكون واضحا أن تلك الأجهزة الطبية لديها شيء مشترك مع شبكة الكهرباء في العراق هنالك بعض القواسم المشتركة |
ortak noktaları, ikisinin de spektrumda bulunması. | TED | حسناً فهذه المسافة نفسها هي العامل المشترك بينهما. |
Peki ibne olmaları dışında, onların ortak noktaları nedir? | Open Subtitles | إذن في ما يشتركون فضلاً عن كونهم مجموعة من المثليين |
Ve çat pat söylenen İngilizce kelimeler tek ortak noktaları hayata tekrar başlamak olan insanların arasında değiş tokuş ediliyordu. | TED | وقصاصات الانجليزية الركيكة التي كانت تتبادل بين الناس والذين كان يجمعهم شيء مُشترك أنهم يبدأون مرة أخرى |
Üç polis memuru, güne başladıklarında hiç ortak noktaları olmadığını düşünüyorlardı. | Open Subtitles | بدأ ثلاثة رجال شرطة يومهم معتقدين بأنه ما من قاسم مشترك بينهم |
Tek ortak noktaları kazalardan 48 saat önce kaybolmaları. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المشترك بينهم هو ان كلهم اختفوا قبل الحادث بـ 48 ساعة |
Tek ortak noktaları ise insanları palayla doğramak. | Open Subtitles | والشيئ الوحيد المشترك بينهم هو انهم جميعاً يشرحون الناس بالسواطير |
Onların tek ortak noktaları ayrılmış olmaları. | Open Subtitles | الشي الوحيد المشترك بينهم انهم تفرقوا جميعا |
Hepsi de birbirinden nefret eder. Hepsinin tek ortak noktaları Elflerden daha çok nefret etmeleridir. | Open Subtitles | كلهم يكرهون بعضهم البعض، العامل المشترك بينهم هو كراهيّتهم للجان. |
Ve tek ortak noktaları sensin. | Open Subtitles | والشئ الوحيد المشترك بينهم هو انت |
ortak noktaları neler? | Open Subtitles | ما الشيء المشترك بينهم ؟ |
Tamam iki kurbanımız var şey hariç hiçbir ortak noktaları yok... | Open Subtitles | حسناً، لدينا إذاً ضحيتان و على ما يبدو لا يوجد أي أمر مشترك بينهما |
Bir araya gelecekler. Bir ortak noktaları var. | Open Subtitles | سيجتمعان فقط اخبرني بشيء مشترك بينهما |
Jackie konuşmak, ortak noktaları olan insanlar için geçerlidir. | Open Subtitles | جاكي ، مبادلة الكلام للناس الذين لديهم شيء مشترك |
ortak noktaları da buydu zaten. Hepsi kötü adamdı. | Open Subtitles | اذن هذا ما يشتركون به ...كلهم اشخاص سيئين |
ortak noktaları ise basitçe şu: çalışmaları yerinde kemikleşmiş. | TED | ما يجمعهم سوية ببساطة هو: عملهم متأصل في المكان. |
Ölü olan dahi çocuklar hepsinin yetenekleri haricinde bir ortak noktaları varmış. | Open Subtitles | الأولاد الذي يقتلون لديهم شيء واحد مشترك بينهم |
- Bir sürü ortak noktaları var. | Open Subtitles | أعني فقط أن لديهم الكثير من الصفات المشتركة. |
ortak noktaları benim. | Open Subtitles | المشترك بينها هو أنا |