RP: Gerçekten de hassas. Hele ki, insanlarda ortaya çıkan yeni hastalıkları ve insana geçen parazitleri de düşünürsek... | TED | ريتشارد بريستون: إنها هشة .. وهل تعرف ..أفكر في الأمراض الإنسانية التي تظهر والطفيليات التي تدخل إلى النوع البشري |
Yıllar önce kaybolduktan sonra ortaya çıkan bir hastamız vardı. | Open Subtitles | كانت لدينا تلك المريضة التي ظهرت بعد أن إختفت لسنون |
Ancak, bu olay Batı dünyasında bu ortaya çıkan siber silahlar konusunda büyüyen endişeyi gözler önüne seriyor. | TED | ومع ذلك ، تكشف هذه الحلقة القلق المتنامي في العالم الغربي فيما يتعلق بهذه الأسلحة الإلكترونية الناشئة. |
ortaya çıkan bu üstel eğrilerde devrim niteliğinde bir atılım görüyoruz. | TED | رأينا تقدم جذري في ظهور هذه المنحنيات التي تتسارع بسرعة. |
Krosoczka ailesi komedi dizisinin kuzen Oliver'iydim, bir anda ortaya çıkan yeni çocuk. | TED | كنت مثل ابن العم أوليفر لمسرحية سيتكوم لعائلة الكريزوسكا، الطفل الجديد الذي ظهر من العدم |
Bu tür adaletsizliklerin beraberinde ortaya çıkan toplumsal zorluklar bir takım ilgiyi hak ediyor. | TED | التحديات المجتمعية التي تظهر مع هذا النوع من عدم المساواة تستحق بعض الاهتمام. |
Bir de hiçbir neden yokken oluşan ya da sadece bahsi açılınca ortaya çıkan gizemli kaşıntılar var. | TED | ومن ثم هناك الحكة الغامضة التي تظهر فجأة دون أي سبب، أو بمجرد الحديث عن الحكة. |
Burada ortaya çıkan bazı din karşıtı hareketlerin farkındayım. | Open Subtitles | أنا أعرف بعض البدع الجديدة التي ظهرت هنا وهناك, بالتأكيد |
Şimdiye kadar, gökyüzünde ortaya çıkan 26 gezegen hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı. | Open Subtitles | حتى الآن، لا يوجد تفسير بخصوص الكواكب 26 التي ظهرت في السماء |
Yeni ortaya çıkan hastalıklar, H5N1 ve kuş gribinin ileride karşılaşacaklarımızın habercisi. İstikrarsız bir dünyada yaşıyoruz | TED | وقد جعل الأمراض الناشئة حديثا مثل إنفلونزا الطيور واتش 5 أن 1 مؤشراً غريباً للأمور في المستقبل. |
20 sene önce adını bile duymadığınız, yeni ortaya çıkan bu bulaşıcı hastalıklar da öyle: ebola, lhasa gribi, maymun çiçeği. | TED | ما هذه الأمراض المعدية الناشئة حديثا، الأسماء التي كنت لم يسمع قبل 20 عاماً: قرد الإيبولا، حمى لاسا، والجدري. |
ortaya çıkan kırmızı kabarcık ve arkasından gelen kaşıntı olmasa orada olduğunu bile bilmezsiniz. | TED | لم تكن لتعرف حتى بوجودها لولا ظهور النتوء الأحمر الذي تصحبه حكّة منبهة. |
Bu nedenle bugün ortaya çıkan bir enfeksiyon, gelecekte ne olacağına dair bir uyarıdır. | TED | فتعد ظهور الإصابات اليوم بمثابة تحذير فقط لما سيحدث في المستقبل. |
ortaya çıkan bir model aşikardı ve sanırım bazıları için de şaşırtıcıydı. | TED | حسنًا، النمط الذي ظهر كان واضحًا، وأعتقد أنه كان مفاجِئًا بالنسبة للبعض. |
ortaya çıkan bu kadın yüzünden-- bakın videonun sonunda---o görünen kadın | TED | لان ال20 تلك جاءت من إمرأة تظهر في آخر المشهد .. |
ortaya çıkan şu ki bütün tasarım, uygulama ve kuralları düşünüce arabanın sürüş kısmını tasarlaması aslında uçuş kısmından daha zor. | TED | وقد اتضح أن السياقة، بالعقبات التصميمية والتشريعية المرتبطة بها، هي بالفعل مشكلة حلها أصعب من الطيران. |
İki kadının otopsisinde ortaya çıkan sakinleştiricinin miktarı uçak tutması için alınandan çok daha fazlaydı. | Open Subtitles | الممنوعات التي تبين في التشريح أن المرأتين تناولو الكثير منها أكثر من أي أحد يتناول لدوار الجو |
ortaya çıkan şu ki, bu köyde aslında hiç atık kağıt yoktu. | TED | وكما يتضح, لم يكن هناك ورق مهملات بالمرة في هذه القرية. |
Ve yeni beceri ve yetenekler edinilirken ortaya çıkan değişiklikleri izlemeye çalışıyoruz. | TED | ونحن نحاول تتابع التغيرات التي تحدث عند اكتساب المهارة أو القدرة الجديدة. |
O sıralar ortaya çıkan sen, ona saklanabileceği iyi bir yer sağlamış oldun. | Open Subtitles | ،أنت، من ظهرت في هذا الوقت كُنت ملاذ جيّد لها |
Gördüklerim; develerden birden ortaya çıkan çobanlardan çorak topraklardaki renkli kadınlardan mı ibaret? | Open Subtitles | الجمال البرية التي رأيتها و الرعاة الذين يظهرون من العدم؟ النساء بثيابها البراقة في حقولٍ من الحجارة،كل هذه الصور |
Yani aslında, Uber Malezya'da ortaya çıkan Grab adlı uygulamaya paylaşımlı yolculuk yarışını kaybetti. | TED | في الحقيقة، خسرت أوبر معركتها في الصعود إلى شركة ناشئة في ماليزيا تدعى جراب. |
Bu seyahatten ortaya çıkan en ilginç şey Ay'ın güney kutubunda Shackledon Kreterinde ortaya çıkan yüksek miktardaki hidrojendi. | TED | والشيء الأكثر دهشة نتج عن هذه المهمة هو توقيع هيدروجين قوي في حفرة شاكلتون في القطب الجنوبي للقمر. |
Sonuçta ortaya çıkan ince tabaka aktif tabakadır, güneş enerjisini emer. | TED | الطبقة الرقيقة الناتجة هي الطبقة الفعالة، التي تمتص الطاقة من الشمس. |