Seninle tek görüştüğümüz yer ya otel odaları ya da limuzinler oluyor hiç toplum içine çıkmıyoruz. | Open Subtitles | أن الشيء الوحيد الحميم الذي يحدث بيننا يحدث فقط في غرف الفنادق و الليموزين |
Şöhretin etkisi azalmaya başlayınca geriye sadece otel odaları ve havaalanı koşuşturmacaları kalıyor. | Open Subtitles | فقط المزيد من غرف الفنادق ، المزيد من المطارات |
otel odaları, otobüsler, güvenlik, partiler. Bunların parası nasıl ödeniyor sence? | Open Subtitles | غرف الفنادق , جولات الحافلة , الأمن , الحفلات كل هذا الهراء |
Neden bütün otel odaları dolu? | Open Subtitles | لماذا جميع غرف الفنادق محجوزة؟ |
Bedava yolculuk, bedava yiyecek, bedava otel odaları, | Open Subtitles | ،جولة مجانية، غذاء مجاني غرف فندق مجانية |
otel odaları tek şey için vardır, Nick. | Open Subtitles | غرف الفنادق جيدة فقط لشيء واحد يا نـك |
otel odaları uzun seçenekler değildir. | Open Subtitles | لم يعد بوسعي الإقامه في غرف الفنادق |
otel odaları dağıtacaktık. | Open Subtitles | كنا سنقيم في غرف الفنادق. |
'Ve otel odaları evimiz...' | Open Subtitles | و غرف الفنادق هي منزلنا |
otel odaları. | Open Subtitles | غرف الفنادق |
Güneşin parıldaması, otel odaları, hizmet restoranlar, ama her şeyden de önemlisi, Clyde, arkadaşlık. | Open Subtitles | في الشمس التي تغمر أشعّتها الأماكن، وترافة غرف الفنادق والخدمات... والمطاعم، لكن الأهمّ ممّا سبق يا (كلايد)، هيّ الرفقة. |
Tribünlere gelen güneş, otel odaları, servis restoranlar, fakat her şeyden önce Clyde, arkadaşlar. | Open Subtitles | في الشمس التي تغمر أشعّتها الأماكن، وترافة غرف الفنادق والخدمات... والمطاعم، لكن الأهمّ ممّا سبق يا (كلايد)، هيّ الرفقة. |
Güzel restoranlar, güzel otel odaları falan. | Open Subtitles | المطاعم الرائعة غرف فندق جيدة |