Silinen odalarda bulunan canlılar, otomatik olarak ana kontrol odasına bırakılırlar. | Open Subtitles | الأشياء الحية من الغرف المحذوفة تنتقل تلقائيا الى غرفة التحكم الأساسية |
İnsanları izleyerek bunu anlamak yada bunu öğrenmek çok zor çünkü biz insanlarla iletişim kurarken herşeyi otomatik olarak yaparız. | TED | لقد اتضح انه صعب حقا لتعلم هذا او فهم هذا من مشاهدة الناس لاننا عندما نتفاعل نفعل كل هذه الاشارات تلقائيا |
Viraja çok hızlı girdiğimi algıladığında otomatik olarak arabayı yavaşlatıyor. | Open Subtitles | انه يبطئ السيارة آليا عندما يشعر انني انعطف بسرعة كبيرة |
Burada bir karıncanın ayağının tabanından ve pençeler kazmadığın da, bu ped karınca hiçbir şey yapmadan otomatik olarak çıkıyor. | TED | نرى هنا من تحت قدم نملة، وعندما لا تنغرس المخالب، تخرج تلك الوسادة تلقائياً بدون أن تفعل النملة أي شيء |
Tamam, böylece kod otomatik olarak tüm trenlere ulaşacak ve metrolar duracak. | Open Subtitles | و الذي سيفعل أوتوماتيكيا ويدفع الشفرة لوقف كل قطارات الانفاق عن الحركة |
Eğer 3 günün sonunda bir kazanan olmazsa bütün tasmalar otomatik olarak patlayacak! | Open Subtitles | إذا لم يكن لدينا فائز بها بعد 3 أيام كل القلادات ستنفجر أوتوماتيكياً |
Harvard'daki her çalışan şimdi otomatik olarak bir yaşam fonuna kaydoluyor. | TED | كل موظف في هارفارد تلقائيا ملتحق في تمويل مدى الحياة |
Ve bu tür haritalar, modern insanların gerilerinde bıraktıkları veri izine dayandırılarak otomatik olarak üretilebilirler. | TED | وهذا النوع من الخرائط يمكن إنشأه تلقائيا وتعتمد على البيانات التي يتركها الناس خلفهم |
Bunlar, kurucular, fikir üreticileri, liderler ve ayrıca iletişim şablonlarından otomatik olarak tanımlanan bu insanlardır. | TED | هؤلاء هم المنظمين وصانعي الرأي و القادة، وهؤلاء يمكن التعرف عليهم تلقائيا من أنماط اتصالاتهم. |
Yazılımlar tüm bu farklı etkileri, çocukların en kötü kâbuslarını otomatik olarak üretmek için kullanıyorlar. | TED | فليس لديك إلا برمجيات محاطة بكل هذه التأثيرات المختلفة. لتخلق تلقائيا أسوأ كوابيس الأطفال. |
Sözün özü, eğer biz diğer kişiye kulak verirsek otomatik olarak emtapi duyar, otomatik olarak onlarla beraber hissederiz. | TED | بمعنى آخر، لو جئنا إلى شخص آخر، فسنتعاطف معه تلقائيًا، سنشعر به تلقائيا. |
Onların otomatik olarak plana katılmalarını mı sağlayacağız, ya da onları dışarda mı bırakacağız? | TED | هل سنجعلهم ينضمون آليا للخطة، أم هل سيُتركون؟ |
Çalarsa,en yakın polis istasyonunda alarm otomatik olarak devreye girer. | Open Subtitles | لو أن مفتاح الوقت لم يوضع فإنه سينفجر آليا بأقرب مركز شرطة ، أعرفت؟ |
Olay yerinde çalışan herkes eleme amacıyla otomatik olarak sisteme girilir. | Open Subtitles | كل من يعمل على المشهد يوضع في النظام تلقائياً لغرض الإقصاء |
Alarm 3 dakikadan fazla sürerse, otomatik olarak bir sinyal gönderilir, ve polisler bir anda olay yerinde bitiverir. | Open Subtitles | ولو استمر الإنذار أكثر من ثلاث دقائق سيتم إرسال إشارة تلقائياً وسيتم إرسال رجال الشرطة إلى مكانكِ في الحال |
Bir varlık ne zaman yer değiştirse, otomatik olarak güncelleniyor. | Open Subtitles | و في كل مرة يتم نقل أصل يتم التحديث أوتوماتيكيا |
Kötü bir şiir ölümü tasvir ettiğinde, otomatik olarak klişeleri kullanır. | Open Subtitles | عندما يصف شاعر سيئ الموت, فهو يستخدم السلبيات أوتوماتيكياً. |
Kişi ihtiyaç içerisindeyse, eğer ki acı çekiyorsa, otomatik olarak yardıma hazırızdır. En azından argüman bu yönde. | TED | فإذا كان هذا الشخص محتاجًا، لو كان هذا الشخص يعاني، نجد أنفسنا تلقائيًا مهيئين للمساعدة. أو على الأقل تلك هي الفرضية. |
Bu size tehditi kaldırma imkanı sağlar fakat bunu otomatik olarak kaldıramazsınız. | TED | يعطيكم خيار إزالتها، لكنه لا يزيلها بشكل تلقائي. |
Ancak diğerlerinin başarısını otomatik olarak yok saydıkları için bundan rahatsız olmazlar ve kendi kusurlarını da koşullara bağlarlar. | Open Subtitles | ولكنها لا تزعجهم لأنهن يُسقطن من حساباتهن نجاح الأخريات اوتوماتيكيا ويرمين فشلهن الخاص على ارضية الظروف |
Bu tarz davranışlarda bulunan hesapları otomatik olarak askıya almalıyız. | TED | علينا تلقائيّاً أن نفصل الحسابات المتورطة بمثل هذا التصرّف. |
Kadınların temsilinin yükseliş talebi benim gibi Afrika-Latin kökenlileri otomatik olarak kapsamaz | TED | المطالبات بزيادة تمثيل النساء لم تشتمل تلقائيًّا على نساء لاتينياتٍ أفريقيات مثلي. |
Eğer biri bir şeyle suçlanırsa, ben otomatik olarak suçlu olduklarını varsayarım. | Open Subtitles | إذا أي واحدِ أبداً متّهم بأيّ شئِ، أنا يَفترضُ آلياً بأنّهم مذنبون. |
Bu kapı kolu kapıyı kapadığın zaman otomatik olarak yatay pozisyona geçmesi için tasarlandı. | Open Subtitles | عندما تغلق الباب يعود مقبض الباب أتوماتيكياً للوضع الأفقي |
Fakat herhangi bir bölüm kopacak olursa bölüm kapıları otomatik olarak kapanacak, o bölüm kırmızıyla işaretlenecek ve gemiden ayrılacak. | Open Subtitles | ولكن اذا تم اختراق احد الاقسام ستغلق الابواب اتوماتيكيا وستعزل القسم وتقذفه |
Bir tekne denize açıldığında ya da avlandığında otomatik olarak tanımlayan ve uydu konumlandırması yapan bir teknoloji kullanıyorlar, buradaki beyaz noktalar. | TED | إنهم يستخدمون موقع القمر الصناعي وتقنية آلية ليحددوا بشكل آلي إن كان القارب يبحر فحسب أم يصطاد، وهي تلك النقاط البيضاء هنا. |
Ve bir eşik noktasında, hayvan otomatik olarak yüzme hareketine geçiş yapar. | TED | وفي مكان ما، توجد عتبة، وبصفة تلقائية سيتحول الحيوان إلى وضعية السباحة. |