Sizden üstün olan kişilerden böyle bir malın çalınması otoriteye saygısızlık etmektir. | Open Subtitles | وسرقة مثل هذه الممتلكات من الناس الأعلى منك يظهر عدم احترام السلطة |
Bir tarafta görevini yerine getirerek otoriteye itaat etme arzusu diğer tarafta ise kurbanına acı çektirmenin yarattığı korku. | Open Subtitles | .. من جانب، طاعة السلطة تنفيذ المهمة المحددة له .. ومن الجانب الآخر، الخوف من أن يجعل ضحيته ضحيته يعاني |
Bu durumdan kendini kurtarmak için de otoriteye itaat etmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | .. ليخرج نفسه من هذا الموقف يجب أن يعصي السلطة .. |
Ve görünüşe göre, Tanrı'ya itaatsizlik etti ve bu otoriteye en üst düzey itaatsizlik. | TED | وعلى ما يبدو، فإنه قد عصى الرب، وهذا هو العصيان المطلق للسلطة. |
Söz dinlemeyen oğul, daima okul kaçağı, otoriteye karşı gelmekten pişmanlık duymayan kişi. | Open Subtitles | فتى مُتمرد, دائم الهرب, المزدري الدائم للسُلطة |
Kötülük otoriteye yakınlığının tersine bir yaklaşımla değişir. | Open Subtitles | ينخفض الإيذاء كلما الإقتراب من جسم السلطة |
Çok az insan buna ve otoriteye saygı duyuyor. | Open Subtitles | و للأسف .. عدد قليل من الناس يحترم ذلك ويحترم السلطة |
otoriteye karşıyım. Bu sadece acı ve baskı getiriyor. | Open Subtitles | و أنا أقول أن السلطة و الاستبداد هم سبب كل التعاسة |
Diğer çocuklarla nasıl oynadıklarını, otoriteye karşı tutumlarını, ve benzeri şeyleri görmek için. | Open Subtitles | نعم، لنرى كيف يلعبا مع بقية الأطفال و كيف يكون رد فعلهم تجاه السلطة هذه الأشياء |
otoriteye, açık açık karşı çıktığını biliyorum. | Open Subtitles | ادراة البحث الجنائى قامت بوضع بتوصيفك لأجلى اعرف انك تخالف السلطة خاصة امام النساء |
Ama, içimizde bazı sadık olmayanlar var otoriteye karşı gelenler bizim yasalarımızı anlamayanlar var. | Open Subtitles | , ومع ذلك ، بيننا هنا بعض الخائنين , الذين يخططون ضد السلطة . الذين لا يفهمون القانون و النظام |
Öyle bir otoriteye sahip değilim, bu yüzden kendi başıma uygulayamamalıyım. | Open Subtitles | ليس لدي مثل هذه السلطة وبالتالي لا ينبغي اشغل نفسي |
otoriteye karşı gelirsen, hiçbir şeye saygı göstermezsen, olacağı budur işte. | Open Subtitles | هذا ما يحدث عندما لا تحترم السلطة أو أيّ شيء |
otoriteye anarşist olduğun için değil doğuştan bir lider olduğun için karşı çıkıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقاومين السلطة ليس بسبب أنك فوضوية ولكن لأنك قائدة بطبيعتك |
Bir ilişkinin durumu hakkındaki acı gerçeği otoriteye karşı gelmenin çirkin karşılığını hayatın renklerinin her zaman pembe olmadığı gerçeğini... | Open Subtitles | الحقيقة المؤلمة بشأن وضع العلاقة الثمن البشع لتحدي السلطة الحقيقة الحزينة ان ألوان الحياة ليست وردية دائما |
Tamam dinleyin, itiraf için otoriteye gerek yok. | Open Subtitles | أنتم لستم بحاجة إلى السلطة للحصول على إعتراف |
Genç kızlar cıvıl cıvıllar ama bizim otoriteye, tecrübeye, olgunluğa ihtiyacımız var. | Open Subtitles | الفتيات الصغيرات يتقدن بإشراق ولكن نحن بحاجة السلطة الخبرة , والنضج |
Onlar fedakarlıklarıyla bilinirler, otoriteye saygılıdırlar ve öz saygıları için çalışırlar. | TED | ويعرفون بقدرتهم للتضحية، واحترامهم للسلطة والعمل كمكافأة في حد ذاته |
Hoşuna gitmesi gerekmiyor. Kadınlar otoriteye liderliğe ilgi duyarlar. | Open Subtitles | لا يجب عليها ان تحب الأمر المرأة تستجيب للسلطة والقيادة |
Bir mahkeme salonunu bombalamaya karar verdik. otoriteye karşı bir müdahale. | Open Subtitles | فقررنا تفجير مبنى المحكمة كضربة للسُلطة |
Bu büroya ve genel anlamda hukuki otoriteye açıkça bir saygısızlık. | Open Subtitles | هذا ازدراء صارخ للمكتب و لسلطة القانون بشكل عام |
Tecrit etmek onun otoriteye karşı olan güvensizliğini arttıracak sonuç olaraktan size bir şey anlatmayacaktır. | Open Subtitles | أنتِ تدركين أنّ عزلها سيؤدي بها لعدم الثقة بالسلطات ، و يجعلها متكتّمة أكثر. |
bekar, keskin nişancı, otoriteye itaatsizlik. | Open Subtitles | أعزب, رامٍ بارع ضارب بالسلطة عرض الحائط كلياً |