Yazılımı bizden çalarak Otto'yu tuzaklarına çekip onu yakalamamızı sağladılar. | Open Subtitles | بسرقة البرنامج مننا انهم كانوا قادرين على إغراء أوتو في فخ |
Otto'yu o manastıra hapsedemem. | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن تبقي أوتو محبوس حتى في هذا الدير. |
Hep Otto'yu istediler ama beni alacakar. | Open Subtitles | إنهم دائما أرادوا أوتو لكنهم سيتحدثوا معى |
Öyleyse yönetim kurulunun ve halkın hasta olduğunuzu ve hastalığınızın Otto'yu kötü etkilediğini bilmesinin vakti... | Open Subtitles | إذن هذا الوقت الذى ستخبرى فيه المجلس و العامة بمرضك و أن مرضك هو ما يشتت أوتو |
Otto'yu alır gideriz. İhtiyacın olan o, değil mi? | Open Subtitles | سوف نأخذ أوتو ونذهب, أنها فقط الذي يريدونها؟ |
Otto'yu kapatmak için düğmeye basması yeterliydi. | Open Subtitles | كلّ ما كان عليها فعله لإطفاء "أوتو" كلّيا الضغط على زر الإيقاف |
O yüzden bakanın, Otto'yu incelemeniz isteğini kabul ettim. | Open Subtitles | لهذا وافقنا على طلب الوزير "بأن تروا "أوتو |
- O sabah Otto'yu kim kullanacaktı? | Open Subtitles | من كان من المفترض أن يقود أوتو" ذلك الصباح؟" |
Otto'yu çağırdım, bu gece Mike yok. Tino da imzalayacak. | Open Subtitles | لقد أرسلت (أوتو) بالأعلى الليلة وليس (مايك) (تينو) سيوقع العقد معي |
Çocuk Otto'yu istedi ve aldı. Seni bıraktı. Bitirdi. | Open Subtitles | الفتى يريد (أوتو) سوف يزامل (أوتو) أنت مطرود ، لقد انتهيت ، هل فهمت ؟ |