"oturmak istemiyorum" - Traduction Turc en Arabe

    • لا أريد الجلوس
        
    • أريد أن أجلس
        
    • لا اريد الجلوس
        
    • لا أُريدُ الجُلُوس
        
    • اريد ان اجلس
        
    - Anne, lütfen, otur biraz. - Hayır, oturmak istemiyorum. Open Subtitles أمي، أرجوكي، فقط إجلسي - لا، لا أريد الجلوس -
    Kafam iyi değil diye çok memnunum şu an. Hiçliğe açılan kapıya yakın oturmak istemiyorum. Open Subtitles ـ أنا سعيدة للغاية لأني لستُ منتشية ـ لا أريد الجلوس بجوار الباب الغير بارزة
    Bir iş bulup masa başında 40 yıl daha oturabilmek için altı yıl daha bir sırada oturmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد الجلوس وراء مكتب في السنوات الستة القادمة لأتمكن من الحصول على وظيفة وأجلس وراء مكتب للسنوات الـ 40 التي تليها
    Çünkü sen kötü bir arkadaşsın ve yanında oturmak istemiyorum. Open Subtitles لأنني لا أريد أن أجلس بالقرب منك لأنك صديق سوء.
    Haydi. Gidip bir şeyler yapalım. Burada oturmak istemiyorum. Open Subtitles هيا، لنفعل شيئاً لا أريد أن أجلس هكذا فقط
    Onun yanında oturmak istemiyorum, baba. Onun yanında oturmak istemiyorum, anne. Open Subtitles لا اريد الجلوس قريباً منه يا ابى لا اريد الجلوس قريباً منها يا أمى
    oturmak istemiyorum. Kitap hakkında konuşmak istiyorum. Open Subtitles أجل، لا أريد الجلوس أود التحدث عن الكتاب.
    Yoruldum, ve sizler kocalarını hakkında konuşurken ben burada oturmak istemiyorum. Open Subtitles أنا متعبة و لا أريد الجلوس هنا بينما أنتن يا رفاق تتحدثن عن أزواجكن
    Beni dinle piç kurusu. Başka bir yere oturmak istemiyorum. Open Subtitles أسمع يا أحمق، لا أريد الجلوس في مكان آخر.
    Güneş batana kadar burada oturmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد الجلوس هنا حتى غروب الشمس.
    ama orada tek başıma çıplak oturmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد الجلوس هناك عارياً بمفردي.
    Bu kadının yanına oturmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد الجلوس بجوار تلك السيدة
    Yıkanmayan biri ile aynı masada oturmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد الجلوس قرب شخص لم يغتسل
    Sen hayallerini gerçekleştirirsen, bir otelde yalnız başıma boş, boş oturmak istemiyorum. Open Subtitles ولا أكون معكِ. وأنا لا أريد أن أجلس وحيدة في إحدى غرف الفندق في مكان ما لا أفعل شيئاً، بينما أنت تحقق أحلامك.
    Önümüzdeki 20 yıl bu insanların hiçbiriyle oturmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أجلس بقرب أي من هؤلاء الناس لعشرين سنة القادمة
    oturmak istemiyorum ve onlar her neyse onlardan da istemiyorum. Open Subtitles اجلس. نعم، أنا لا أريد أن أجلس وأنا لا أريد قنفذ البحر أو أياً يكن ذلك.
    Orada bir başıma çıplak oturmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أجلس هناك عارياً بمفردي
    oturmak istemiyorum, Randy. Open Subtitles انا لا اريد الجلوس راندي ، ما هو؟ انه كبير جدا ، يا سيدي
    - Otur karıcığım. - oturmak istemiyorum. Open Subtitles اجلسي ايتها الزوجة - لا اريد الجلوس -
    Kağıt üstünde oturmak istemiyorum. Open Subtitles أنا لا أُريدُ الجُلُوس على a كومة المبارياتِ. النظرة، أنا سَأُسرعُ فقط ظهراً. أنه بخير.
    Ben buraya oturmak istemiyorum. Oraya gidelim. Open Subtitles لا اريد ان اجلس هنا اريد ان اجلس هناك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus