Buraya oturmasına izin verebilirim; yoksa boynun ağrıyacak. | Open Subtitles | من المفروض أن أدعه يجلس هنا ولا سوف تلوين رقبتك |
Aptal hurdalık kedisinin öne oturmasına izin mi vereceksin? | Open Subtitles | هل حقاً ستسمح لقط ساحة الخردة ان يجلس في المقعد الامامي |
Sesi kısılmıştı, biliyordum! Dışarı çıkmasına nemli çimlere oturmasına izin verdim! | Open Subtitles | كنت أعرف أن صوته أجش و جعلته يخرج جعلته يجلس على العشب الرطب آنسة هاتون |
Herkesin oturmasına yetecek kadar yer yoktu. | Open Subtitles | لـم يـكن هنـاك متـسع يسمح للجميع بالجلوس |
Biz, çömezlerin bizimle oturmasına izin vermeyiz. | Open Subtitles | أجل, لا نسمح لطلبة الصفّ الثاني بالجلوس معنا. |
Josh binmek için yalvardı, bende benimle oturmasına izin verdim. | Open Subtitles | جوش كان يستجدى الركوب ، ولذلك سمحت له أن يجلس معي |
Bir filin, valizin üzerine oturmasına veya ayağıyla basmasına ne dersin? | Open Subtitles | الآن ماذا لو أن فيل ، إما أن يجلس على أو يخطو على حقيبة ؟ |
Ateş Karıncası Taşı'na oturmasına izin vermişsin. | Open Subtitles | حسنا بعض الصديقات انتِ انتِ جعلته يجلس على صخرة النار |
74 kişiden yalnızca üçü ya da yaklaşık yüzde dördü kopya çekme ile suçladığımızda ebeveynleri ile konuşmak istedi. Araştırma sırasında, ebeveynlerin çoğunun yan odada oturmasına rağmen. | TED | ثلاثة مراهقين فقط من 74 مراهق، أو أربعة بالمئة منهم، طلبوا التحدث مع أحد الوالدين عندما اتهمناهم بالغش، على الرغم من حقيقة أنه بالنسبة لمعظمهم، كان والدهم يجلس في الغرفة المجاورة أثناء البحث. |
Sen. Sevgili arkadaşımın burada boş bir kahve bardağıyla oturmasına nasıl izin verebildin? | Open Subtitles | شلون تخلي صديق العزيز يجلس ينتظر هنا |
Thibault lütfen, masada oturmasına izin verir misin? | Open Subtitles | ثيبولت، ارجوك. دعه يجلس على المنضدة |
Çünkü beni ne kadar sevdiğini söylesen de, asla bir Buz Devi'ne Asgard tahtına oturmasına izin vermezdin! | Open Subtitles | لأنه مهما كذبتُ بقولك أنك تحبني . " لن تدع وحشاً يجلس على عرش " أوزغاد |
- Tamam be! - Ona birinin oturmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | حسنا حسنا لن نستطيع ان نجعل الرجل يجلس |
Noel Baba'nın oturmasına izin verin. | Open Subtitles | دع بابا نويل يجلس |
Senin genç arkadaşının Patty Hewes ile bir masaya oturmasına ve engizisyona çekilmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ..لن أترك ..(صديقك الصغير يجلس إلى منضدة مع (باتي هيوز |
Neden onun orada saatlerce oturmasına izin verdiğini açıklayabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تفسر لي لماذا سمحت له بالجلوس هناك لعدة ساعات؟ |
Kesin kanepeye oturmasına da izin vermişsindir, değil mi? | Open Subtitles | وأراهن أنّك سمحت له بالجلوس على أريكتك، أليس كذلك؟ |
Çalışmaya başlasın. oturmasına izin verme. | Open Subtitles | إحرص على أن تبدأ في العمل لا تسمح لها بالجلوس. |
Biliyor musun annem, sen gittiğinden beri tahtına kimsenin oturmasına izin vermedi. | Open Subtitles | أتعلم أن أمي لم تسمح لأحد بالجلوس على عرشك منذ رحيلك |
Neden burada benimle birlikte oturmasına izin vermediklerini bilmiyorum. | Open Subtitles | أجهل لما لا يسمحون له بالجلوس هنا معي |
Geldiğinde belki şuna oturmasına izin verirsiniz... | Open Subtitles | لذا, عندما يأتي ربّما عليكم يارفاق ...أن تسمحوا لهُ بالجلوس على هذه, وقد |