Otuz yıldır birlikte yaptığmız dalışlarımızda en önemli sefer olacaktı. | Open Subtitles | هي ستكون البعثة الأكثر أهمية في غوصنا ثلاثون سنة سوية |
Otuz yıldır Hakone Denetim noktasındasın ve... kimsenin içeri sıvışmasına izin vermedin, değil mi? | Open Subtitles | انت في مركز تفتيش (هاكوني) منذ ثلاثين سنة ولم تسمح لأحد بالتهرب، اليس كذلك؟ |
Yani kıçını odana çekip, son Otuz yıldır tanıdığım adam gibi davranmaya başlayana kadar orada kalabilirsin. | Open Subtitles | لذايُمكنكأن تعودإلى حُجرتكولاتعود.. حتى تكون مُستعد للتصرف مثل الرجل الذى عرفته لثلاثين عاماً |
Belki de ama ben Otuz yıldır öpüşerek ve konuşarak beladan uzak kalmadım Stevie. | Open Subtitles | -ربما ولكنني لم أتجنب المتاعب لثلاثين سنة بفضح الأسرار يا ستيفي |
Otuz yıldır sen balığı hazırlıyorsun, ben saki getiriyorum. | Open Subtitles | طوال ثلاثون عاماً و أنت تحضر السمك و أنا أحضر الساكى |
Bu hafta, son Otuz yıldır çalındığından fazla çalındı. | Open Subtitles | لقد عزفت عليه ألأسبوع الماضى أكثر مما عزف عليه طوال ثلاثون عاما |
Belki dünyayı asla görmemişti, ama neredeyse... Otuz yıldır dünya bu gemiden geçiyordu. | Open Subtitles | قد لا يكون رأى العالم أبداً ولكن لما يقرب من ثلاثين عاما .. كان العالم كله يمر من امامه على الباخرة |
Otuz yıldır yapıyor. | Open Subtitles | إنه يقوم بذلك منذ ثلاثون عاماً |
Howard ve Michelle Hall Otuz yıldır resifleri araştırıp, filme çekiyorlar. | Open Subtitles | هاوارد وميشيل هال صرفوا ثلاثون سنة يستكشفون ويصورون الشعب المرجانية |
Bak, eminim Bo, hayatında olmandan memnundur, ama biliyorsun, yani, Otuz yıldır, onu bulmak için hiç bir şey yapmadın. | Open Subtitles | اسمع انا متأكدة ان بو سعيده بوجودك بحياتها لكنك علمت بشأنها منذ حوالي، ماذا، ثلاثون سنة و لم تعملِ شيئا لــ أيجادها |
Otuz yıldır evliler ve hâlâ el ele tutuşuyorlar. | Open Subtitles | ثلاثون سنة من الزواج ولا زالا يُمسكان أيدي بعضهما |
Hadi, hadi, hadi Gators! - Otuz yıldır yapmıyordum. | Open Subtitles | جو غتورس لم افعل هذا منذ ثلاثين سنة! |
- Otuz yıldır bunu yapmıyordum! | Open Subtitles | -لم افعل هذا منذ ثلاثين سنة |
Müslüman kuzey, Otuz yıldır güneydeki Hıristiyanları öldürüyor. | Open Subtitles | حاول مُسلمي الشمال قتل مسيحي الجنوب لثلاثين عاماً. |
Otuz yıldır, Ben kendimi senin icin sakladim güzel bir bayan... | Open Subtitles | لقد صبرت لثلاثين عاماً من أجلكِ.. |
Otuz yıldır benim. Lütfen bana Papo deyin. | Open Subtitles | لثلاثين عاماً (أرجوك أدعني (بابو |
Ben Otuz yıldır kompressör balıkçılığı yapıyorum. | Open Subtitles | أنا غطاس ضاغط لثلاثين سنة. |
Otuz yıldır sen balığı hazırlıyorsun ben sakiyi getiriyorum. | Open Subtitles | طوال ثلاثون عاماً و أنت تحضر السمك و أنا أحضر الساكى |
Otuz yıldır burayı yok sayıyordum. | Open Subtitles | منذ ثلاثون عاما كان يجب علي ان أتجنب هذا المكان |
Otuz yıldır burayı yok sayıyordum. | Open Subtitles | منذ ثلاثون عاما كان يجب علي ان أتجنب هذا المكان |
Otuz yıldır tanıdığım bir arkadaşım vardı ve o bize zeytin yağıyla ilgili bir ortaklık teklif etti. | Open Subtitles | لكان لدي تلك الصديقة منذ ثلاثين عاما و عرضت علينا الشراكة في مشروع عمل متعلق بالتنقيب عن النفط |
Ben Otuz yıldır asla kaynaklarımı açığa çıkararak çeteyi korumadım. | Open Subtitles | أنا لم أمضى ثلاثين عاما أغطي الغوغاء عن طريق التخلي عن مصادري, أبدا. |
Otuz yıldır yapıyor. | Open Subtitles | إنه يقوم بذلك منذ ثلاثون عاماً |
Hata yapıyorlar. Ben Hacı'yı Otuz yıldır tanırım. | Open Subtitles | انهم يرتكبون خطأ فظيعاً أنا أعرف "حاجي" منذ ثلاثون عاماً. |