Eğer Oval Ofis'e giden yolu takip etmek istiyorsan dediklerimi harfiyen yapacaksın. | Open Subtitles | , لو أنكِ تريدين رؤية المكتب البيضاوي ستفعلين ما آمركِ به بالضبط |
Oval Ofis'in duvarında bir sinek olduğunu düşünsene. | Open Subtitles | تخيلوا واحدة من هذه تكون موجودة في المكتب البيضاوي |
Oval Ofis'te çalışmanız, bu krizle başa çıkabilme yeteneğimiz hakkında daha büyük bir güven duygusu sergileyecektir. | Open Subtitles | العمل من المكتب البيضاوي ربما يشكل مظهراً للثقة بالنفس في التعامل مع هذه الأزمة |
Gizli servis onu Oval Ofis'ten alıp bodruma mı attı yani? | Open Subtitles | تقولين أن الجهاز السري أخذها من المكتب الرئاسي ورماها في القبو؟ |
...ki Klasik, Oval Ofis'teki görüşmeleri için geri dönecek. | Open Subtitles | بعد ان يعود الرئيس من اجل اجتماعات المكتب البيضاوى |
Önümüzdeki 6 sene içerisinde, sen ve ben Oval Ofis'te pizza ve hava saldırısı söyleyeceğiz. | Open Subtitles | خلال ستّة سَنَواتِ، أنت وأنا، سنطلب من المكتبِ البيضويِ بيتزا وضَربَة جَويِّة. |
Altı yıl önce ne yaptığını kanıtlayabilseydim şu anda Oval Ofis'teki masada ben oturuyor olurdum. | Open Subtitles | إنكانبإمكانيإثباتمافعلتقبلستسنوات .. كنت سأجلس خلف الطاولة في المكتب البيضاوي الان |
Amanda tarafından kaydedilen, Oval Ofis'te Amerika Birleşik Devletleri Başkanı ile olan cinsel ilişkisinin ses kaydını buldum. | Open Subtitles | وعندما وجدت تسجيلاً صوتيًا سجلته أماندا للقاءها الجنسي الذي وقع المكتب البيضاوي مع رئيس الولايات المتحدة |
Başkan adayı, Oval Ofis'te Katolikliğin ona yol göstereceğiyle ilgili kaygılara yanıt veriyordu. | Open Subtitles | المرشح الرئاسي كان يجيب على مخاوف تقول بأن ديانته الكاثوليكية ستكون بوصلتة التي يحكم بها في المكتب البيضاوي. |
Dengesiz bir üniversite öğrencisi Oval Ofis'e giriyor. | Open Subtitles | طالب كلية غير مستقر إقتحم المكتب البيضاوي |
Er veya geç Oval Ofis'le şu sözde Adalet Kulesi arasındaki bağ açığa çıkacak. | Open Subtitles | عاجلاً أو آجلاً تلك الرابطة بين المكتب البيضاوي والبرج المُسمى العدالة ستهترأ في النهاية |
Oval Ofis, daha yeni aşıkların kavgasına tanık oldu. | Open Subtitles | قمت بمشاهدة مشاجرة عشاق للتو في المكتب البيضاوي |
Az önce Oval Ofis'te olanlar yüzünden. | Open Subtitles | بسبب ما حدث للتو في المكتب البيضاوي أنا بخير, حمراء |
Bay Presley Oval Ofis'e ateşli silah sokmak istiyor. | Open Subtitles | ان السيد بريسلي ترغب في ادخال الاسلحة الى المكتب البيضاوي. |
Gerçekten Oval Ofis'i göreceğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنني سوف نرى في المكتب البيضاوي. |
Kusura bakmayın. Sadece Bay Presley Oval Ofis'e alınacak. | Open Subtitles | أنا آسف، لن يسمح السيد بريسلي فقط في المكتب البيضاوي. |
Oval Ofis'te bulunmasından çok gurur duyarım. | Open Subtitles | ويسرني أن يكون لها هنا في المكتب البيضاوي. |
Oval Ofis'in asla bu tesisteki herkesi birden affetmez. | Open Subtitles | المكتب الرئاسي سيعطي كلّ مَن فى هذه المنشأة مظلة ذهبية. |
Oval Ofis'e gelip beynini kullanmaya çalışma çünkü kimsenin umurunda değil! | Open Subtitles | أنت مجرد زينة فلا تأتي إلى المكتب الرئاسي |
Ve şartlar giderek ağırlaştığında daha çok seçmen, bana Oval Ofis'te ihtiyaç duyulduğunun farkına varacak. | Open Subtitles | وكلما إزدادت صعوبة الأوقات المزيد من المصوتين سيدركون أنهم يحتاجوننى فى المكتب البيضاوى |
Oval Ofis'te başkanın koltuğu, diğer koltuklardan birkaç santim daha yüksek. | Open Subtitles | كرسي الرئيسَ أعلى ببوصتين مِنْ بقيّة الكراسي في المكتبِ البيضويِ. |
Sayın Başkan, Oval Ofis'e barış vaadiyle geldiniz ama Beyaz Saray'a gelişinizin hemen ardından. Amerika'nın Vietnam'a müdahalesi arttı ve savaşın uzaması vahim sonuçlarını da birlikte getirdi. | Open Subtitles | ،سيادة الرئيس .جئتَ إلى مكتب الرئاسة راجيًا السّلم لكن ما إن دخلتَ إلى البيت الأبيض حتى تورطت الولايات المتحدة في الفيتنام بعمق والحربُ إمتدت |
Oval Ofis'te neler olduğunu öğrenmemiz lazım. | Open Subtitles | الآن, نحتاج لمعرفة ما يحدث في مكتب الرئيس. |