Parmak izi yok ama OYİ saç jölesi olduğunu düşündükleri bir madde buldu. | Open Subtitles | ليس هناك بصمات، لكن وحدة الجرائم تعتقد أنّها وجدت جل شعر. |
Ama OYİ aynı saç jölesinden koltuk başında da buldu. | Open Subtitles | لكن وجدت وحدة الجرائم جل الشعر على مسند الرأس. |
İşin ilginç tarafı ise, OYİ Birimi'nin aynı tip izleri bulunan aracın bagajında tespit etmiş olması. | Open Subtitles | وقد يكون مثيراً للاهتمام ذكر أن فريق البحث الجنائي وجد آثاراً لمزيج أسفلت مشابه في صندوق السيارة التي تم العثور عليها |
OYİ, 45'lik silahının bu sabah ateşlendiğini tespit etti. | Open Subtitles | لقد وجد الجنائيين أنّ مسدّك ذو عيار 45 قد أطلق منه النار صباح اليوم. |
OYİ Randolpg'un çatısında buldu. Adamın 45'liğinden çıkan kurşunu da içinde. | Open Subtitles | وجدها الجنائيّون على سطح مبناه مع رصاصة بداخل بطنها من عيار 45. |
OYİ kırılan şişenin üzerinde bu adamın parmak izini bulmayı başardı. | Open Subtitles | وحدة مسرح الجريمة حصلت على بصم على الزجاجة تعود لهذا الشخص |
OYİ oraya gidiyor. | Open Subtitles | وحدة البحث الجنائي يقومون بذلك الآن |
OYİ otel odasında bir şey buldu mu? | Open Subtitles | هل إسترجعت وحدة الجرائم أيّ شيء من الفندق؟ |
OYİ tüm heykelin üstünde parmak izlerinizi buldu. | Open Subtitles | وجدت وحدة الجرائم بصمات أصابعكِ في جميع أنحاء القبضة. |
Arabayı hemen OYİ'ye inceletin. En ufak bir şey bile olsa o arabadan delil istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تعمل وحدة الجرائم على تلك السيارة مع بحث دقيق لأيّ أدلّة تعقب مُحتملة. |
OYİ parmak izi ve delil için araştırmaya başlayacak. - Komşular ne diyor? | Open Subtitles | وحدة الجرائم ستبحث عن البصمات والآثار ماذا يقول الجيران؟ |
OYİ, Hiller güvenlik sistemini inceledi. | Open Subtitles | لقد قامت وحدة الجرائم بعمل تشخيص على نظام الأمان التابع لعائلة هيلر |
OYİ Birimi'ne evi inceletmeliyiz... | Open Subtitles | حسناً، علينا أن نحضر فريق البحث الجنائي إلى هنا لمعالجة هذا ،المكان |
OYİ uçakta çok sayıda parmak izi bulmuştu ve birinin kimliğini tespit ettik. | Open Subtitles | رفع فريق البحث الجنائي عدة بصمات من على الطائرة و حصلنا على حصلنا على دليل عن واحدة منها |
Tamam, durumu düzelir düzelmez OYİ buraya gelip kanıt toplasın. | Open Subtitles | ،حسناً، حالما تستقر حالتها فلنحضر فريق البحث الجنائي إلى هنا لجمع بعض الأدلة |
OYİ, spor salonundaki çantayı inceliyor, içinden öldüğü güne ait bir fiş bulmuş. | Open Subtitles | مرحباً، بينما كان الجنائيين يُحللون الحقيبة الرياضيّة، فقد وجدوا هذا الإيصال داخلها من يوم وفاته. |
- Bütün OYİ ekibinin-- | Open Subtitles | -أحتاج لكلّ المُختصين الجنائيين ... |
OYİ bu notu otelde buldu. | Open Subtitles | وجد الجنائيّون تلك المُلاحظة في الفندق. |
Evet izlere göre, OYİ Underwood marka bir evrak çantası olduğunu buldu. | Open Subtitles | حسناً، بناءً على الخياطة، حدّد الجنائيّون أنّ الحقيبة من نوع (أندروود)، |
- OYİ bulduğu izle uyuşacak bir şey var mı diye bakmaya gidiyor. | Open Subtitles | وحدة مسرح الجريمة تتحقق حالياً لو كانت أياً من تلك الإطارات مُطابقة لآثارنا. حسناً، جيّد. |
OYİ, bardan aldığımız 100 dolarlık banknotu inceledi. | Open Subtitles | لقد قامت وحدة مسرح الجريمة بالانتهاء من التحليل لقد استرجعنا ال 100 دولار من الحانة |
OYİ aldığımız kan izi fotoğraflarını inceliyor... baksana. | Open Subtitles | وحدة البحث الجنائي اخيرا حللت بقايا الدم تلك من الصورة الفوتوغرافية التي أخذتها انت من مسرح الجريمة ... تحققي منها |
OYİ enkazın içinde kısmen yanmış bir su altı sopası buldu. | Open Subtitles | وجد الخبراء الجنائيون أيضاً سلاحاً دفاعياً بين الأنقاض |