- Ee, tabii ki. Bu onun muzip oyunlarından biri. Siz ikinizin her zaman oynarsınız. | Open Subtitles | إنها إحدى ألاعيبها السخيفة التي دائماً تلعبون بها مع بعضكم |
Seni yenersem, siz hepiniz takımda oynarsınız. Sen beni yenersen, seni rahat bırakırım. | Open Subtitles | هزمتك، أنتم جميعا تلعبون فى الفريق هزمتنى، سأرحل من هنا |
Eğer üstün körü idman yaparsanız maçta da üstün körü oynarsınız. | Open Subtitles | إذا تدربتوا بقوة متوسطة سوف تلعبون بقوة متوسطة |
Eğer bana katılırsanız siz de bu savaşta bir rol oynarsınız. | Open Subtitles | بإمكانكم تأدية دورٍ في هذه المعركة أيضًا إن إنضممتم لي |
Eğer bana katılırsanız siz de bu savaşta bir rol oynarsınız. | Open Subtitles | بإمكانكم تأدية دورٍ في هذه المعركة أيضًا إن إنضممتم لي |
Sahaya çıkıp, kendinizi maça verip, oynarsınız. Çünkü sizin takımınızdır. | Open Subtitles | تذهب إلى هناك و ترتدي زيك و تلعب لأنه فريقك |
Kampüste yasak oyunlar oynarsınız demek? | Open Subtitles | تلعبون ألعاباً غير قانونية في الحرم؟ |
Beysbol oynarsınız değil mi? | Open Subtitles | أنتم تلعبون كرة المضرب صحيح ؟ |
Hep bahçede oynarsınız. | Open Subtitles | و تلعبون في الفناء طوال الوقت |
-Hep birlikte mi oynarsınız? | Open Subtitles | - تلعبون دائماً سويةً؟ |
Sahaya çıkıp, kendinizi maça verip, oynarsınız. Çünkü sizin takımınızdır. | Open Subtitles | تذهب إلى هناك و ترتدي زيك و تلعب لأنه فريقك |
ayakkabıları ayaklarınıza geçirirsiniz; golf sopalarıyla golf oynarsınız; ve çiğnenmiş bir sakız sizin için hiç bir anlam ifade etmeyebilir. | TED | فانت يمكن ان ترتدي هذا الحذاء او تلعب الجولف بهذه الادوات او تستخدم هذه العلكة .. دون ان يعني لك هذا شيئاً |