Daha önce oyun alanında hiç böyle hissetmemiştim. | Open Subtitles | لم أشعر بهذا ابدا في ساحة اللعب |
Marlo çoğu sabah Mosher ve Lanvale arasındaki oyun alanında yaptığı bir iki toplantıyla başlar güne. | Open Subtitles | (في الصباح غالبا يظهر (مارلو ويتحدّث قليلا (في ساحة اللعب بين (موشر) و (لانفال |
oyun alanında dönel kavşakta değil. | Open Subtitles | في ساحة اللعب, و ليس الدوار |
Küçükken diğer çocuklar gittikten sonra oyun alanında daima tek başıma ölen annemi düşünerek otururdum. | Open Subtitles | عندما كنت صغيراً أعتدت أن أجلس وحيداً في الملعب بعد ذهاب باقي الأطفال |
Birkaç şey Yankees fırlatışları, oyun alanında Ben Hatfield'i öldürmen. | Open Subtitles | زوجين من الأشياء يانكيز نصب التناوب، و لك بقتل بن هاتفيلد في الملعب. |
Bunu oyun alanında bir çocuğu kumardan kurtarabilmek için aldım. | Open Subtitles | لقد أخذت هذه الاستمارة من طفل في الملعب لأوقفه عن المقامرة |
oyun alanında bu gökkuşağı çocuklarından herhangi birini görmedim. | Open Subtitles | أنا لم أرى من قبل أي طفل قوس قزح يلعب في الملعب |
Yoksa sahip olduğum bütün bağlantıları arar, kalan bütün kariyerini Teddy'e oyun alanında korumanı sağlarım! | Open Subtitles | وإلا سوف أجري بعض الاتصالات، وأتأكد أنك ستقضي ما تبقى من حياتك المهنية تحرس الطفل تيدي في الملعب! |
O gün oyun alanında biri vardı. | Open Subtitles | كان هناك شخص ما في الملعب ذلك اليوم |
Başta isteksiz olan öğrenciler şimdi okula koşuyorlar, öğretmenleriyle konuşuyorlar, oyun alanında değil, sonraki haftanın filmini seçmek için savaşıyorlar-- şahit oldukları hikâyelerden, eğitim ve sosyal bağlılık için öz-tanımlama, hırs ve istek bulmuş genç insanlar. | TED | الطلاب النافرين في السابق أصبحوا الآن يتسابقون إلى المدرسة ، و يتحدثون مع معلميهم و يتضاربون ، ليس في الملعب ولكن لاختيار فيلم الأسبوع المقبل شبّان وجدوا تعريف الذات و الطموح والرغبة في التعلم والمشاركة الإجتماعية من القصص التي شاهدوها. |
oyun alanında olanlar | Open Subtitles | ما هو ساخن في الملعب |